Pozitivizm en genel anlamıyla, doğru bilginin kaynağının, yalnızca deneysel verilerde bulunduğunu belirten bir felsefe disiplinidir. Pozitivizm aynı zamanda, modern bilimi temele aldığından spekülatif, tartışmaya açık ve batıl inançlı fikirlerin karşısında yer alır.Ece Saraçoğlu Düşünbil portal
Yukarıdaki Pozitivizm tanımından anladığımız üzere pozitivizm Bilimsel veri temelli bir felsefe akımı olduğu için doğal olarak dini kavramları görmezden gelir. İslam dininin bilhassa akaid (inanç) kavramları deneysel verilerle ispatlanamaz, ispatlanması beklenmez.(Allah, melek, vahiy, mucize, cennet, cehennem vb.) Müslüman olarak beş duyumuzla algılamadıklarımıza iman etmemiz gerekir. İslam akaidindeki kavramları müşahade ederek iman ederiz. Her müşahade ile imanımız kuvvetlenir. Her yeni keşif, doğa olayları, uzay ve dünyadaki muhteşemlikler Müslümanın imanını artırırken müslüman olmayan da tabiri caizse bir değişiklik olmaz. Örneklemek gerekirse İslamın en azılı düşmanı Ebu Cehil kabilesinin lideriydi. Büyük ihtimalle de ilim sahibiydi. Peygamber Efendimizin(asv) arkadaşı olan Ebu Cehil Efendimize bakarken Ümmi, öksüz, yetim, fazla zengin ve kabile lideri olmayan birini görüyordu. Bu sebepten iman etmedi. Elindeki imkanlarla gurur içindeydi ve dünyevi olarak dezavantajlı durumda olan Peygamber Efendimizden başka birinin Resullüğünü kabul edebilirdi.
Aynı şekilde en azılı İslam düşmanlarından birisi de Ebu Lehep'ti. Peygamber Efendimiz(asv) in öz amcası olan Ebi Lehebin yeğenine bakışı aynen Ebu Cehil gibiydi.
Hz. Ebubekir(ra) Peygamber Efendimizden(asv) hiç mucize istemedi, beklemedi. Bazı rivayetlere göre ticaret için Şam'da bulunduğu sırada bir rahip(Bahira olabilir) son peygambere verilmek üzere bir mektup verdi. Mekke'ye dönen Ebu Bekir Peygamberimizin nübüvvetini ilan ettiğini duyunca onunla konuşmaya gitti. Konuşma sırasında Peygamber Efendimiz Ebu Bekir'den mektubu istedi. Hz. Ebu Bekir İslam dinini kabul etti. Ve hayatının sonuna kadar mucize beklentisi ve isteği olmadı. Yüce Allah'ın(cc) kudretine iman eden Ebu Bekir bu sağlam imanı sebebiyle Mirac mucizesini tereddüt etmeden kabul etti. Akabe biatında ilk biat eden oydu. Halife seçildiğinde de Halife-i Resulullah ünvanıyla anıldı. Diğer üç halifeye Emirül Müminin denilmiştir.
Hulefa-i Raşidin'in ikincisi Hz. Ömer'in müslüman olmasına her hangi bir mucize sebep olmadı. Peygamber Efendimizi(sav) öldürmek için yola çıkan Ömer kızkardeşinin evinde Kur'an okunduğunu anlayınca kardeşi ve eniştesini darp etti. Kardeşinin" beni öldürsen de bu dinden vaz geçmem" demesi üzerine evdeki Kur'an ayetlerini okudu. Bilahare Efendimiz(asv) in yanına gelerek Müslüman oldu. Sonraki hayatında Hz. Ömer şahsına özel bir mucize beklemedi.
Diğer bütün izm'ler gibi Pozitivizm de batı menşeli bir felsefe ekolü. Yine diğer bütün izm'ler gibi gibi içimizdeki aydın müsveddeleri tarafından güzel pazarlaması yapılmış, günümüz itibarıyla da dini hayatımıza çok ciddi zarar verecek hale gelmiş bir akım.