Mart ayının başlarında başladı küresel salgın denen illet... O zamandan beri de bir çoklarımızın hem kendi halleri, hem de evlerinin halleri bir değişti bir değişti ki sormayın gitsin. Ya da sormuş olun ben de anlatayım hile hurda katmadan...
Kapıdan içeri girdim mi akşam akşam, sarılır öpüşürdük oğlumcumla, kızımcımla, karımcımla... Şimdilerde yumruklarımız tokuşturuyoruz. Önce sağ ve sonra sol yumruk. Sonrasında bir de ayaklarımızı tokuşturuyoruz.
Anında pantolonlar ve kazaklar çıkartılıp, doğru banyoya... On on beş dakikalık banyo faslından sonra kurulanma ve pijamaları giyme, sonra sofraya kurul. Tabi ki daha önce kızım, oğlum, ve hanım ayrı ayrı yemiş, kalkmışlar...
Hanım oturma odasında, ben mutfakta, kızım kendi odasında, oğlum da kendi odasında. Koridorda denk geldiğimiz zaman birbirimize dokunmak yok. Öpeceksek bile yanaklarından, onlar iki metre ötede yanağını uzatıyor ben de dokunmadan sadece mucuk mucuk yapıyorum, oluyor bitiyor, şimdi bu işler böyle...
Sokağa çıkma yasağının iki gün üç gün üst üste olduğu zamanlarda ne güzel zamanlar aslında. Başlayalım belgesel kuşaklarına acil iniş yapmaya, hem belimize hem de aklımıza belgesel kuşaklarını bağlayalım. Artık balinaların çiftleşmesinden tutunda, orangutanların toplu yaşam alanlarına, Budist Rahiplerin arınma seanslarından, Alaska buzullarına, İkinci Dünya Savaşında ki Normandiya Çıkartmasına kadar epey yükleme yapıyoruz kendimize... Tabi ki sosyal mesafemizi koruyarak, şüpheniz mi var?
Zırrrr kapı çalar, o anda evde ki bütün alarmlar çalsa, mesela, ama kafamızda çalıyor alarmlar adeta... ''Ben yemek siparişi vermiştim baba yemek sepetinden.'' Hmmm burada bir reklam da var haliyle ''Ürün Yerleştirme.'' Yemek Sepetinin, araya sıkıştırılmış reklamı... Hooop! hemşerim sana parola ile işaretini de sorardım, şimdi ama, pek bir gençsin, askerlik yapmamışsındır, bilmezsin, sen şimdi bunları, fazla yaklaşmadan oraya bırak sessizce, uzaklaş... Ödemesini yapmışız zaten...
Hafta sonu iki üç gün evdeyiz okey mokey oynasak. ''Boş verin yahu ne okeyi aklınızı peynir ekmek ile mi yediniz, hemen geçer okey taşlarından.'' Kolonya ile sileriz oynamadan önce... ''Olmaaaaz billahi olmaz.'' İyi de sabahtan akşama kadar da televizyon olmuyor be anne... Okuyun kızım, okuyun oğlum, bak babanız ne güzel okuyor... Gidin bakın isterseniz mutfakta bir şeyler var kitap mitap niyetine elinde, belki Yüzbaşı Tommiks ile Komançileri adam ediyordur, bir ihtimal, Çelik Bilek ile de Kırmızı Urbalılara operasyon çekiyor da olabilir babanız...
Hanımmmm komşular bize gelecekmişler oturmaya... ''Gelsinler tabi HES kodlarını görelim önce, dezenfektanları hazırla, maskeleri olmalı mutlaka, kendi terliklerini de kendileri getirsinler. Tokalaşmak, yanak yanağa öpüşmek, çocuklar, kadınlar, erkekler herkes için geçerli, yasssak, kendi sularını pet şişe de getirsinler, çocuklarının da kendilerinin de çişleri gelmesin, evde yapıp öyle gelsinler, üstüne basa basa söylüyorum.'' Nazi kampı gibi billahi... ''
Bıktım hatun bıktım bu pandemiden yahu! Tutmayın beni, sakın tutmayın, ahanda gidip balkondan atlıyorum kendim, aşağıya şimdi... '' Atla atla oradan da git bakkaldan iki ekmek, bir de süt ile abur ve cubur al biraz.'' Hep yaparım da bu espriyi, ev zemin katta olunca, hanımın da hiç umurunda değil haliyle...