Şimdiki zamanda sinir katsayısı tavan yapmayan adam var mı? Varsa da ben bilmiyorum. Bilsem de onu arayıp bulmak çok zor. Bulursam da zaten alnından öperim. Adamda  durup dururken bayram değil seyran değil, eniştemde değil, o zaman bu adam beni niye öptü acaba, der mi? Der belki de ben de geniş bir yazılı açıklamayla ona bunun sebebini anlatırım, hani sözlü anlatımdan bir şey anlamazsa diye...


İş yerinde ticaretimizi sürdürürken illaki sinirlenmeler oluyor müşterilere... Ancak ticaretin en önemli iki kuralından birisidir ''Müşteri her zaman haklıdır.'' Hemen aklınıza gelecektir mutlaka, ikinci kural nedir diye? Durun canım acele etmeyin onu da söyleyeceğim, söylüyorum şimdi. İşte ikinci kural, müşterinin haklı olmadığı zamanlarda, başka bir müşteri haksız olan müşteriye hak verirse sonuçta birinci kural gereği müşteri yine haklı çıkar. Yazıda da turada da hatta para dik gelse bile utanmadan sıkılmadan, haklıdırlar... Öyle dik gelen paralar varmış billahi... Ben de İnternet sitelerinin yalancısıyım...


Ev de hatuna ya da çocuklara sinirlendim mi de bir dolu seçenek var. Bazen bağıra bağıra şarkı söylerim, kaçarlar. Kimi zaman giderim buzdolabına ya da telefona bağırır çağırırım. Bazı zamanda alırım elime bizim emektarı dımbırdatırım. Bizim emektar dediğim küçücük bir mızıka, benim can dostum gibi bir şey işte...


Ha bazı zamanda suyun sakinleştirici özelliğinden yararlanır gider abdest alırım. Elim ayağım birden gevşer. Geçenlerde de kedilere anlattım derdimi, sinirli hallerimi... Vallahi insanlardan daha sakin daha güzel dinliyorlar beni... Hak veriyorlar mı vermiyorlar mı onu bilemiyorum ama, herhalde içlerinden ''Bu Ahmet ağabey kafayı yemiş yine, bize niye anlatıyor ki bunları, anlasak bile cevap veremiyoruz ki.'' diyorlardır... Yakında kuşlar ile köpekleri de deneyeceğim. Bakayım onlarda kediler gibi sakin dinlerse, sonra da çayır çimende kuzuları inekleri alırız karşımıza...


Bir de doktor arkadaşım var, onu ararım çok sinirlendim mi... O da gel bir iki tane hap yazayım iç iç dur, sonrada az kudur, der. Alırım hapları bir iki gün içerim, sonra boşlarım yine o işi, bu sefer o da bana sinirlenir. Kırk yıllık dostum sinirlense de yine de sesi çıkmaz... Benim yüzümden o sakinleştirici almaya başlar...


İş yerinde kum torbasına benzer bir şey yaptım, arada gidip onu yumruklarım pata küte, harala gürele, gıkı çıkmaz billahi... O da çok kahrımı çekiyor yalan yok. Televizyonu bir açıyorum dolar tavan yapmış, borsa dibe çökmüş, yuro desen öyle... Nasdak Endeski ile Nikkeyi Enedeksi, Nevyork Borsasından, bilmem hangi haberler gelmişmiş... Esnaf arkadaşın biri de gelmiş üç beş günlüğüne borç morç versen ayakları atıyor... Salağa yatıyorum, kafayı tırlattı numaraları yapıyorum, çekiyor gidiyor...


Şimdilerde bahçede ki söğüt ağacı ile dertleşiyoruz. Gidiyorum sıkıntılarımı, neye sinirlendiğimi anlatıyorum. Billahi mükemmel dinliyor, sözümü bile kesmiyor. O arada apartmanın köpeklerinden birisi de yanımdan geçerken, garip garip bakıyor bana, o da hiç ses çıkarmadan dinliyor billahi... Yani, sinirlendim mi oluyor işte bunlar...

( Sinirlendim Mi Oluyor Bunlar başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 28.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu