"Karacaoğlan sevmiş susarız."

Hüzün renginde akşamlar indiğinde
Çatalkaya'da çoban ateşleri yanardı
İçimde
Üşümeye hazırlanan bir çocuk
Buğulanan camlarıma
"Adını" yazardı
Oysaki ben çoktan unutmuştum üşümeyi
Gurbetçi babamın sıcacık mektuplarında
Ve
Alışkanlık edinmiştim seni özlemeyi
Bir sınır kasabasında
-eksi otuzlarda-

Hüzün renginde akşamlar indiğinde
Mor alevli dağ ateşleri yanardı
Kerem, Aslı'ya yanardı
Ben sana...
Susardım...
Ne Karacaoğlan anlatabilirdi beni
Ne Fuzûlî
Yetmiş iki dilde sevmeyi
Ve ana-avrat dümdüz sövmeyi isterdim
Herhangi bir
Sahil kasabasının
Herhangi bir akşamında
Ölmeyi
Düşlerdim

Mor alevli dağ ateşleri yandığında
Nedense hep haritalara bakardım
İçim seninle dolardı
Kim bilir hangi kentin
Hangi zulasında saklıydın
Kim bilir hangi kalbin
Sıtmalı coğrafyasında
Bana
Yasaklıydın

Hüzün renginde akşamlar indiğinde
İçimde çoban ateşleri yanardı
Haritalara bakardım
Benim de susacaklarım vardı
Susardım...
Tekmil içim kanardı
Toroslar'da ağlasam
Yalnızçam' a yağardım



( Evvel Zaman İçinde başlıklı yazı seyfettin--o tarafından 22.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu