Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Onlarca, yüzlerce gül koklardım, gül üstüne.
Başkalarının adının yazardım, sevdamın büstüne.
Sen sen oldun, her daim hor ve hakir gördün beni,
Ben de ben oldum, öğrenemedim kastın garazın ne?
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
En uzun en manidar şiirleri, başkalarına yazardım.
Günümü gün eder, başkalarıyla gezip tozardım.
Sana sevdalı bu yufka gönlümü,
Beni canı gönülden sevenler için yordukça yorardım.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Aşkın tarlalarına, onlarca sevda fidanı dikmez, can sularını vermezdim.
Yerin göğün sahibi olan, Allah’tan sonra, en çok seni sevmezdim.
Sana verdiğim kadir kıymeti, helal etmiyorum zehir zıkkım olsun!
Bir anlık firakında, kemlik bilmeyen yufka gönlümü bu kadar üzmezdim.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Senin için şirin uykularımdan, asla ve asla, bu kadar feragat etmezdim.
Cebimde param olduğu halde, sana sadakatimden dolayı, kendimi aç bırakmazdım.
Meğer koyun postuna bürünmüş, azılı bir canavarmışsın,
Her dizlerime oturduğunda, her gözlerime içine baktığımda, ömrüm sana yazılsın demezdim.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,,
Bir dediğini iki eder, tatlı hoş sohbetime seni hasret bırakırdım.
Tavşan kanı ikindi çaylarını, mahirce demlemez, gözlerine içine baka baka, seninle içmezdim.
Sen bindiğin dalı kestin, sen yediğin tabağı kirtettin.
Sen ve sevgin bitti. Şimdiki aklım olsaydı, senin için bu kadar seferber olmazdım.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Doğum günlerinde, en güzel hediyeleri almaz, seni ve sevgimi, gönlümde şeref konuğu etmezdim.
Varlığın için, neyim var neyim yok, seve seve hiç düşünmeden, vermezdim.
Maddi sıkıntılarım olduğu halde, zar zor geçiniyor olmama rağmen,
Seni herkese muhtaç eder, yaşadığın her gününü burnundan getirirdim.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Hayatımın en güzel gençlik yıllarını, seninle geçirmez, bir gün önce senden ayrılırdım.
Beni anlayacak, bana kadir kıymet verecek, başka güzellerin sevgi harçlarıyla karılırdım.
Simsiyah saçlarım, kar beyaza dönmüş olmazdı,
Sen yaşadıkça, iki yakanı bir araya getirmez hayatımı istediğim gibi dolu dolu yaşardım.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Varlıklar içinde gülmeyi unutmuş, her daim somurtkan suratın, beni bana küstürmezdi.
Herkes bana özenip gıpta ederken, kendini dev aynasında görmen, beni hademelere özendirmezdi.
Tarla faresi gibi, gençliğimin en güzel yıllarıyla birlikte, pespembe umutlarımı kemirdin,
Keşke gönlümün basireti, meşhur bir artist gibi rol yaptığını bana ayan etseydi.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Neşe ve üzüntülerimi seninle, işin kolayına kaçmadan, paylaşmazdım.
Kimi sevip kimi sevmediğimi, neyim var neyim yok, sana söylemezdim.
İmanın, dinin olmuş para, tapmışsin dünyanın fani nimetlerine,
Seni gönlüme sultan etmez en güzel yerinde de şeref konuğu olarak ağırlamazdım.
Bu kadar nankör olduğunu bilseydim,
Didelerinden dökülen gözyaşlarını, derinden üzülerek silmezdim.
Bensiz bir yere gittiğin zaman, yolunu sabırsızlıkla beklemezdim.
Bana yaptığın zalimliklerden dolayı seni protesto eder,
Sana hakkımı helal etmez, seni asla ve asla hiç affetmezdim.
14/Haziran/2021