Zaman zaman sizin de tepenizin tası atar mı? Atmaz deyip de, benim tepemin tasını attırmayın, hele de bu ortamlarda az ya da çok, insanların tepesinin tası atar. İşte sorunda burada başlıyor zaten, tepemizin tasını kim attırıyor? Kendi kendine mi atılıyor yoksa bu tas? Tas tus tingili mingili pus, desem de siz pusmayın, araştıralım bakalım...
Amirinize kızdınız da tepenizin tasını attırdı, tabi biraz zor ona karşı gelmeniz, atılan tepenizin taslarını tekrar toplamanız... Kendi kendinize söylenerek odanıza gider, masanıza oturunca da bir güzel küfür edersiniz, içinizden canım içinizden, ama yüzüne karşı...
Tepemizin taslarının renginin hiç bir önemi yoktur. Zaten tepemizde de tas mas yoktur. Nasıl, şoke oldunuz değil mi, tepemizde tas mas yok deyince... Mecazi bir anlatım işte, biraz dişlileri sıyırmak gibi düşünün, biz de dişli de yok, anladınııııız, o da mecazi bir anlatımmmm!
Ben evde yalnızken tepemin tası atar bazen, televizyonlarda ki bir şeye, kişiye kızmışımdır filan, bağırır, çağırırım, ama bağırdığım ve çağırdığımla kalırım tabi ki... Cevap veren de kimse olmadığı için karşımda bayağı bir rahatlıyor insan, bakın deneyin sizde...
Kimi zaman kaybedilen maçlara, kimi zaman siyasetçilere, kimi zaman siyaset dışındakilere kızar dururum... Belki bende zaman zaman birilerinin tepesinin tasını attırmışımdır kim bilir? Kim bilecek, tepesinin tasını attırdıklarım bilir...
Bir de bu attığımız tepemizin taslarını toplama merkezlerinde çalışan Tepemizin Taslarını Toplayıcılar vardır. Yok yaaa böyle bir meslek, dediniz demeye de, var böyle bir meslek. Tepemizin Taslarını Toplayıcılar kod adları, gerçek meslekleri psikolog ve psikiyatr onların, anlamışsınızdır. Eskiden deli doktoru da derlerdi de şimdilerde o yakıştırmayı kullanmıyorlar artık... Hem de deli kim akıllı kim, artık kolay kolay anlayamıyor insan...