Bir mekandayım
Bir aynaya baktım
Bir de saatime
Kankamla başbaşayım yine
Hayat telaşesine dalmadan evvel
Tam altmış dakikam var
Kendimle hasbihal edeceğim
Lâkin sıkıyor bazen
Hep aynı yüz
Hep aynı terane
Hep sırıtış
Arada bir de ağlayış
Selam dedim gence
Çocuk yanı baktı
Ne bu gözyaşları?
Biraz olsun gülümse
Başladı anlatmaya
İçim parçalandı dinlerken
Şimşeğim yok ama
Sesim var dedim
Duygularım var dedim
Olur böyle şeyler dedim
Azcık gürledim şefkatlisinden
Henüz tanışmıştık
El salladım
En inandırıcı hislerimle
Ve ayrıldım istemeden
İçten, ama yarı zamanlı tebessüm etti
Olsun diye düşündüm
Bu da bir kazanım
Bu da bir mutluluk
Kendimi iyi hissettim
Hoşça kal çocuk
Deliler gibi aşıktı hanımefendi
Görmezden gelemedim
Ruhundaki sevinci
Duymazdan gelemedim
Sesindeki coşkuyu
Tanışlığımız vardır
Haydi bir es de burada olsun
Paylaştık sevdiklerimizi
Paylaştık güzellikleri
Paylaştık ucundan kıyısından
Hanidir görüşmezdik
İkimize de hoş geldi
Bir başka sokağa girdim
Ufaktan dalmışım
Marşımız çalıyor
Motiflerimiz raksediyor
Elinde bayrağımız
Bana göz ediyor
Girdim koluna
Adımladık esaslısından
Bir aşağı bir yukarı
Bir sağa bir sola
Herkes dost
Herkes bizden
Kabıma sığamadım
Minnetimi arz ettim
Gözlerimi yumdum
Devam seyahate
Yemyeşil bir alandayım
Üstadlar koro olmuş
O’nu anlatıyorlar
Huşu içinde
İman içinde
Allah, Allah diyerek
Kendimizden geçtik
Kulluk erdemleriyle
Burayı mesken tutacağım
Yoruldum artık
Şarkısındayken nefsim
Yine saate baktım
Altmış dakika
Sular seller gibi
Çağlamış gitmiş
Yarın görüşürüz dedim mekana
Teşekkür ettim dolu dolu geçen bir saate
Acısıyla, tatlısıyla
Sevabıyla, günahıyla
Kahkahasıyla, hıçkırığıyla
Ulusalıyla, evrenseliyle
Barışıyla, özgürlüğüyle
İnancımla, Atamla
Var ol dedim
Çok yaşa dedim
Sağ ol dedim
Bir zamanlar “ Sen de Yaz ” diye anılırdı
Şimdilerde “ Edebiyat Evi” dir mahlası
Yazarsın, paylaşırsın
Yorum atarsın, yorum yanıtlarsın
Şiir içersin, şiir okursun
Meal yersin, tema dokursun
Böyle geçer işte bir saat
Ne güzel, değil mi?
MCU