Türk Mutfağı çoğunuzun bildiği gibi dünyanın sayılı mutfaklarından. Bizde ki yemek çeşitliliği, bir çok ülkede bulunmuyor. Fest Food, dedikleri türde beslenmeyi her ne hikmetse sevmiyorum, bir türlü sevemedim ben...
Dörtlü Nagıt diye bir yemek varmış. Sanki bir futbol takımının geri dörtlüsü gibi... Sağ bek Sarı Nagıt, sol bek top geçer adam geçmez Nagıt, ön libero sadece Nagıt, onun yan tarafında fırtına Nagıt... Breh breh breh! Adını bilmediğimiz, bilsek bile ne anlama geldiğini bir türlü çözemediğimiz yemekler bunlar.
Aslan gibi pastırmalı kuru fasulyemiz var, İskender Kebabımız var. Kayseri'den mantımız var. Erzurum'dan Oltu Dönerimiz var. Nagıt da neymiş yahu... Zaten adı üstünde nagıt, hem de çok pahalı ve çok kıt...
Siz siz olun gidin bir annelerinizin elini öpün ve onun yaptığı pirinç pilavını, etli kuru fasulyeyi, kabak tatlısını, birde elmalı turtasını afiyetle midenize götürün. Öğrenci olup da başka başka şehirlerde iseniz, alın bir yemek kitabı ve ne yapıyorsanız kendiniz yapmaya çalışın, birinci de bozarsınız, belki de yakarsınız, ikinci de daha güzel olur inanın. Arkadaşlarınıza da ''Oğlum ben bu işim piriyim.'' diye hava bile atarsınız...
Bir de Çıkın var Çikın, vatandaşlar tavuk diyemiyorlar herhalde ayıp kaçar diye, illa o gavurca ismini kullanacaklar... Hasta mısınız siz? O Fest Food zincirlerinin patronları size baskı mı yapıyor illa İngilizce ismini söyleyin diye... Çikın nedir ya! Nagıt nedir? Aslan gibi kuru fasulye pilavımız dururken, emperyalist yemeklerle zaman harcamayın...