BENİ İSRAİL’İN SONU
1
İsrail Yakup (a.s.) ın adı. Onu lanetlemek yanlış olur. Bu kavmin suçlarına onu
ortak etmek yanlış olacaktır. O halde bu azgın kavme Beni İsrail yani İsrail
oğulları demek uygun düşer. Aslında bu kavmin tümü de suçludur demek yanlış
olur. Has adıyla Yahudilik Siyonizm’den farklıdır. Siyonizm’e karşı Yahudilerin
bu cinayetlerde suç ortaklığı yoktur. Onlar da en az bizim kadar suçsuzdurlar
ve bu cinayetlere karşı en ufak bir fırsatta tepkilerini bizim kadar ortaya
koymaktadır.
Beni İsrail son sürat sonunu hazırlamaktadır. Bu lanetlenmiş kavim kendisine
iyilik yapan, onu Firavunun zulmünden kurtaran Musa’ya bile nankörlük etmiş, en
ufak bir fırsatta ona ihanet etmiştir. Nil nehrinden mucize geçişlerini
unutmuş, Allah’ın gökyüzünden indirdiği helva ve bıldırcın etinden şikayet
etmiş, mercimek ve nohut istemişlerdir. Firavunun bin bir eziyet içinde,
binlercesi hiç uğruna ölür, işkence altında yaşıyorlardı. Kıptilerin aşağılama
ve eziyetlerine her an muhatap olmaktalardı.
Onlar buna rağmen eski hayatlarına dönmek istiyorlar, tek tanrıya inançtan
sonra put tapıcılığa dönüyorlardı. Kurtarıcısına ihanet ve isyan edecek, en
ufak bir zorlukta sen ve Allah’ın gidin ve halledin demekteydiler. Firavunun
zulmü altındayken bile ‘bizi nereye götüreceksin’ diyorlardı.
O zaman kendilerine Allah ve peygamberleri Kudüs’ü vatan olarak va’d
etmekteydiler. Bu va’d edilen vatanda bulunan putperest topluluk Amalika
kavmiyle savaşmaları emr edilmişti. Ama onlar buna karşı çıkmışlardı. ‘Sen ve
Allah’ın gidip savaşın. Biz seninle gelmeyeceğiz. Gidin onları oradan çıkarın
biz savaşmak istemiyoruz’ demişlerdi.
Beni İsrail’in yaptıkları bundan da ibaret değildi. Ondan sonra kendilerine
gösterilen bir sürü mucizeyi inkar ettiler. Musa (as) dan dan sonra da
kendilerine gönderilen peygamberleri de zora soktular. Çoğuna inanmadılar, bir
kısmına iftira ettiler, bazılarını öldürdüler, hatta öldürdükleri peygamberin
başıyla top oynadılar.
Hahamlarını Tanrı edindiler, dinlerini az bir menfaat karşılığı sattılar. Zulmü
hayat tarzı haline getirdiler. Kendilerine iyilik yapan herkese kötülük
yaptılar. Kendilerini korumaları için öğretilen büyüyü başkalarına kötülük
etmek amacıyla kullandılar. Faizi helal saydılar. Tefecilik alabildiğine arttı.
Zayıfları ezdikçe ezdiler. İdarecilerinin zulmüne ortak oldular. Babil’de
karışıklık çıkaran onlardı. Lanetlendiler. Dünyanın her tarafına sürgün
edildiler. Babil hükümdarı onları bulduğu yerde öldürüyordu. İsa as ve
bağlılarına dünyayı dar ettiler. Onların putperest hükümdarlar tarafından
çarmıha gerilmemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Kendi kitaplarını
tahrif ettikleri gibi İncil’i de tahrif ettiler. Tevrat’a sapık ideolojilerini
onaylattıran Talmud adlı bir yorum kitabına bağlandılar.
İslam’da ilk fitneyi onlar çıkardılar. İslam’a inanmadan inanmış gibi
göründüler. Nifak tohumlarını saçtılar. Abdullah İbn-i Sebe; Müslüman görünen
münafık Yahudi. Hz. Osman’ın şehadetinde başrolü oynadı. Sonra Hz. Ali
döneminde karışıklarda en önemli etken oldu.
Yıllar geçti. Siyonizm’in önderliğinde vatan edinmek istediler. Bu vatanın
sınırlarını Nil’den Fırat’a olarak belirlediler. Ve bunun için ellerinden
geleni yaptılar. Dünya sermaye kaynaklarını ve medyayı ele geçidiler. Büyün
güçlü devlet yapılarına sızdılar. Birçoğunun felaketini hazırladılar, tarih
sahnesinden çıkmasına yol açtılar. İşte olanlar ondan sonra oldu. En son
Osmanlı devletinin sonunu hazırladılar. Parça parça ettiler koca imparatorluğu.
Ahmet Kemal