YENİ ROMANIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Batı olanca ikiyüzlü savaşını sürdürüyor. Batı derken kast ettiğimiz bu Yeni
Roma her türlü entrikayı planlamakta, bu planları tüm bileşenleriyle beraber
uygulamakta. Yeni Roma Müslümanların olanca zafiyetinden faydalanarak her türlü
entrikayı planlayıp icra etmekte.
Yüzyıllardır yürütülen bu sinsi politika İslam dünyasını her geçen gün acze yuvarlamakta,
dost görünen düşman dostluk maskesi altında düşmanlığını daha kolay ve rahat
olarak uygulamaktadır.
Bu gün Suriye’de yapılan taktik savaşları bu görüşümüz kuvvetlendirmekte. Yeni
Roma’nın batısı ABD ve AB, doğusu Rusya ve Çin nasıl dünya üzerinde mazlum
İslam haklarını danışıklı dövüşle tokatlamakta, tokatlamakla da kalmayıp
korkunç işkenceler altında ezmektedirler.
Dün Sakys Pkhot anlaşmasıyla böldükleri İslam Dünyasını bu gün daha küçük
parçalara ayırmak için anlaşmışlar, danışıklı dövüş politikalarla yok etme
girişimin başlatmışlardır. Zaman zaman aralarında menfaat kavgası yapsalar da
esas davada birlik beraberlik içinde hareket etmekteler.
Arka planda bütün anlaşmaları yapan bu Yeni Roma İslam’ın baş düşmanıdır. Ve
her defasında bu düşmanlığı icra etmekte hiç perva etmemektedir. Bu Yeni Roma
eski Roma’dan hiç te farklı bir devlet değildir.
Bu devlet tam bir baş belasıdır dünyanın, zulümde zirvedir ve insanlık dışı
bütün her şeyin tek icracısıdır. Bütün hak dinlerin baş düşmanı pagan uygarlığın
tek ve en büyük temsilcisidir. Ve bütün tek tanrılı dinlere gizli açık savaş
açarak onları yok etmeyi hedef almış, yok edemediklerini kendine benzeterek
pagan ve putperest bir öğretiye dönüştürmüştür.
Yeni Roma İlahi dinlerden Yahudilik ve Hristiyanlığı kendisine benzeterek
potasında eritmiş, en son İslam’ı aynı muameleye tabi tutmuş, yer yer onu
kendisine benzetmiş, tam anlamıyla meta-morfoza uğratamadığı yerde yok etmeye
karar vermiş, bunun için gereken her şeyi yapmış, dost yüzüyle bozmayı başaramadığı
Hak dini mensuplarını güçsüzleştirerek, parçalayarak, birbiriyle savaştırarak
imha etmeye başlamıştır.
Geçen yüzyılda Varşova, Nato paktlarıyla düşmancılık oyunu oynamış ve bu oyun
yoluyla İslam dünyasını aldatarak sömürmüş ve Müslüman halkları başlarına
diktikleri kuklalarıyla ezim ezim ezmiş, sosyalist fikirlerle inanç dünyasını
yıkmıştır.
Bir yandan kapitalizmin ağır baskısıyla fakir halklar ezilmiş, yer yer
içlerinden seçtikleri köleleri vasıtasıyla Müslüman kitleyi esir etmiş, bir
yandan sütü bozuk medya kanalıyla diğer yandan içki, kumar ve uyuşturucuyla
yıkmaya teşebbüs etmiş, yer yer de başarmıştır.
Gerek moda ile aptallaştırdığı, gerekse yaşam biçimi ve alçaklık komplesiyle
aşağılık hale getirdiği kitleleri tam bir köleleştirme yolunu seçmiştir.
Bilimi, felsefesi ve yaşam biçimiyle tam bir maymuna çevirmiştir Müslüman
dünyasını.
Ahmet Kemal