BU ÜLKENİN KADERİ Mİ BU
Bu ülke yüzyıllardır aynı kaderi yaşıyor. Osmanlı saadet asırlarından sonra
belini doğrultamadı bir türlü bu ülkenin insanları. Batı dünyası Rönesans ve
reform hareketlerinden sonra sanayi devrimini yapmış, ağır sanayi hammaddeye
ihtiyaç duymuş, bu ihtiyaç yeraltı kaynaklarının zengin olduğu doğu ülkelerine
yönelme ve onları sömürme planları yapagelmiştir.
Bu sömürgeci zihniyet ülkeleri kategorize etti. İleri ülkeler ve geri kalmış
ülkeler. Geri kalmış ülkeler ileri ülkelerin yayılma ve sömürme alanı. İleri
ülkeler üretmeleri için hammadde kaynaklarına ihtiyaç duydular. Ayrıca
ürettiklerini satmak için bu ülkeleri pazar durumuna getirdiler.
Bu durum geri kalmış ülkelerin hiçbir zaman kendi haline bırakılmamasına,
sürekli bu ileri ülkeler tarafından kontrol altında tutulmasına yol açtı. İşte
bu durum da bu ülkelerde hayatın hiçbir zaman normale dönmemesinin baş nedeni
oldu.
İleri ülkeler geri kalmış ülkelerin her şeyine karıştılar gizli açık. O
ülkelerin siyasetine müdahale ettiler, kendi menfaatlerin uygun yönetimler için
her türlü çalışmayı yaptılar. Gerek basın gerek, siyasal örgütler ve gerekse
illegal yapılanma yollarının hepsini denediler. Nereden zafer
kazanabileceklerini hesap ettilerse orya ağırlık verdiler. Bazen tüm yolları
birden denediler. Bazen birine ve bir kaçına ağırlık verdiler. Geri kalmış
ülkeleri kaybetmemek için tüm yolları dendiler. Bazen bu ülkelere ilerlemiş
birkaç ülkenin rekabet alanı haline geldi.
Bu rekabet ve sömürü bu ülkelerdeki acının kaynağını oluşturdu. Bu acı yüzyıldır
sürüyor ve sürmekte devam edecek gibi görünüyor. İşte batının bu korkunç zulmü
asırlardır devam ediyor ve bu zulüm daha uzun yıllar devam edecek gibi
görünüyor.
Yeni Roma adını verdiğim bu ilerlemiş devletler Osmanlının yokluğunu fırsat
bilerek bu korkunç zulmü sürdürmekte ısrarlı. Her şeyini sömürmeye ayarlamış bu
Yeni Roma’nın bu yönteminden vazgeçmesi mümkün değil. Yaşama biçimin çok
tüketmeye ayarlamıştı Yeni Roma. Bu aşırı tüketim için daha çok kaynağa, daha
çok ticarete ve daha çok ranta ihtiyacı var. Bunların hepsi, için en karlı alan
da geri kalmış ülkelerdir kuşkusuz.
Geri kalmış ülkelerde her türlü kirli oyunları oynadılar ve oynamakta devam
ediyorlar. Kontrgerilla faaliyetleri, beşinci kol çalışmaları, medya
faaliyetleri ile kamuoyunu manüple etme çalışmaları Yeni Roma’nın geri kalmış
ülkeleri elde tutma için yaptıkları faaliyetlerin bir kısmı. Bunlardan başka
militarist güçleri elde etme, legal ve illegal güçler bu faaliyetlerin
argümanlarını oluşturuyor.
Seçimler, ihtilaller ve değişik yollarla yönetime getirilen yandaşları
vasıtasıyla sömürülen sürdürme peşindedirler. Gerek krallıklar, gerekse devrim
veya demokratik seçimlerle oluşturulan yandaş yönetimlerle sürdürdüler bu güne
dek sömürülerini. İşerine en elverişli kişileri seçtiler, desteklediler,
işbaşına getirdiler ve karşılığını onlardan fazlasıyla aldılar.
Şah Rıza, Sedat, Mübarek, Sisi, Vehhabi ayaklanmasıyla yönetime getirilen Suudi
Krallar, Pakistan’da bitmek tükenmek bilmeyen yönetim buhranları, Afganistan’da
önce desteklenen Taliban ve El Kaide örgütlerinin yaratığı karışıklık
ortamından istifade eden sömürü güçleridir. Türkiye’de de süregelen devrim
hareketleri, PKK ve Paralel yapılanmalar bu sömürünün pis kuklalarıdır.
Ahmet KEMAL
Ahmet Kemal