“AYRILIK VAKTİ”
Mazi gönülde yara izi, biten ömür soframa gelen tuz gibiydi bu haylaz yaşam ! Basıyoruz yine bağrımıza anne şefkatiyle, tavan arası saklı sevda anılarını ! eskiyen anları biriktirip, haraç mezat satışa sunmuyoruz .. pamuklara sarmalayıp, arada da tozlarından arındırıp öpüyoruz hislerini kaybetmiş bir suretle !
Ve
Ağırlaşır düşünceler ve gece gibi çöker böğrüne, yorgunluğu berduş hayatın .. Çaresizce dayarsın ak düşen saçlarını, yastığın taş kesmiş koynuna !
Kırık dökük yüreğini , örtüp gecenin tenine, avutursun harflerin ninni sesleriyle .
Ağırdır, karanlık düşmüş odanın tavanı, düşerken damla damla hüzün yığınları üzerine, ağırlaşır düşlerini kaplayan çiçeklerin solmuş yaprağı ! Kokusu yitik bir ömür biçilmiş kısmetine, eyvallah der giyersin üzerine ..
Göz bebeklerin şahitlik eder, susamış yokluğun boğaz’ında, girdaba kapılıp giden nefes ..
Soğuk bir yok oluşun başlangıcı, yine cümleler .. Bütün haylazlığını takmış yine gülüşüne , dalga geçer edasıyla karşıdan bakmakta ..
Üflese dağılacak hayatın dalgalı saçları, oysa; bir avuç toprağa okunmuştu ismi bu yüreğin .. Yine o bir avuç toprağı serpiyor ruhuma ..
kapılıp gidersin öylece bir meçhule .. Tüy hafifliğinde uçuşuyor düşlerin etekleri .. Haydi şimdi ayrılık vakti !
Vuslata veda vakti ! Hoşçakal anılardan yükselen çığlık .. Hoşçakal ... BABA.. ! DDD
Derya Dender
13/6/2020...14:36