Gönle sevda türkülerini hadsizce beleyip,
diyetini bir tutam papatyanın teninde aklayan hayat..
Kanıyor taç yaprağı,
kokusu bulutların gözlerine ter olup yağıyor semadan..
Bir gülücük kondurdum,
martının kanadına ve yolladım,
bedeli ödenmiş ömre kefaret..
Seyrü sefasında yolculuk vakti geçmiş hayatın..
Tekrarı olmayan bir fragmandan ibaretti yaşam..
Cümle alem anlamasın dedikçe bu sevdayı,
sadece gözlerde saklı cennetimi sundum bir şişe şerbetin içinde.
Okumayı bilenlerin çözeceği bir bulmacanın, dilden yazdım hep şiirlerimi..
ve
Ömrün sayesinde yalın bir yürek,
Bir liman misali, demir atmış şiirlerin saklı köyüne..
Sayki özlemlerin, hasretlerin hasat mevsimi,
Dökülürken en saf haliyle, notalarına gönül ne besteler yakar,
yakamoz misali geceye..
Biraz buselik, biraz hüzzam, bazen de acemaşiran ..
Kovalar durur bıkmadan, usanmadan geceyi gündüzü..
Saat cellat olmuş ve zamanı idam ederken..
Heceler el pençe divana durur yine şiirin gevezeliğinde..
Ey dünya'ya lal'inden geçen ömür treni!
Nedir bunca gevezelik biriktirirsin ömrün heybesinde ?
Bunca vefasızlığın, vicdanına dokunabilecek mi ki cümlelerin?
Sana mı kaldı dünyayı kurtarma çabası?
Der/ya ya işler durursun, kıyılara vurur düşlerin sağanağını.
Bir nebze dokundukça, dokusu değişir
belki de ç-evrenin der yazarsın. DDD
Derya Dender 12 Temmuz 2022... 14:54