Aslında malum. Tevrat’ta geçen Arz-ı Mevud’a ulaşmak. Büyük İsrail devletini kurmak. Bütün dünyayı asil Yahudi milletinin kölesi kılmak. Global dünya devletinin temelini sağlamlaştırmak.
İşte bütün planlar bunu üzerinedir ve adım adım bu hedefe doğru ilerlemektedir. Bu Siyonistler için Meğola ideadır. Dünyayı gizli bir güç olarak eline geçirmiştir zaten. Gerek finansman, gerek üretim, gerekse ticaret, gerek siyaset, gerek entrika yoluyla bu gücü eline geçirmiştir. Bun u yapmak için her yolu mubah ve zaruri görmüştür.
Buhtunnasır’ın Babil’i yakıp yıkmasından sonra dünyanın her yerine yayılmış, yerleştiği yerde gizlenmiş, parayı, ekonomi, siyaseti ve basını ele geçirmiştir. Bu arada dini inançları da ihmal etmemiş, gerek edebiyat, gerek felsefeyi, gerekse ilmi çalışmaları bu amaçla kullanmıştır. Sinema dahi, tüm sanatları elde etmiş, onları da kullanmaktan çekinmemiştir.
Özellikle dini alanda büyük tahribatlar yapmaktan geri durmamış, gerek Hristiyanlığı, gerekse İslamiyeti tahrif çabalarına hiç ara vermemiştir. Önce İncil’i tahrif etmiş, sonra yeni yeni mezhepler kurdurarak her birini birbirinden ayrı bir din haline getirerek savaştırmıştır. Ortodoks, Katolik, Protestan mezheplerinden sonra Yahudi ırkının amaçlarını kutsayan Evangelist mezheple en büyük desteğini kazanmıştır.
İslam’ın daha ilk dönemlerinde münafık Abdullah bin Sebe vasıtasıyla ashab içine fitne saçmış, Hz Osman’ın ölümünü hazırlamış, Hz. Ali’ye karşı isyan başlatarak Cemel Vakası ve Sıffin savaşına sebep olmuştur. Hakem meselesini ortaya atarak Hariciliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hz. Hüseyin’in Kerbela ’da ölümünü hazırlamış, onu bahane ederek Şia mezheplerinin oluşmasını sağlamıştır.
Daha sonraki asırlarda çeşitli fitne hareketlerine yol açmış, İslam dünyasını sürekli iç ce dış karışıklıklarla meşgul etmiştir. Haşhaşilik hareketiyle Selçuklu devletinin yıkılmasını sağlamış, onu model alan Tapınakçılar’la Müslümanlar büyük zararlar vermiştir. İslam devletlerini birbiriyle savaştırmış, Müslümanların birliğini bozmak ve güçlerini zaafa uğratmak için elinden geleni yapmıştır.
Son zamanlarda Türkiye merkezli Fetö, Irak’ta Kesinazi tarikatı. Pakistan’da İsmailliye harekatı ve diğer bin bir şer yuvasıyla İslam’ı bölme, zaafa uğratma, tahrif etme çabalarından geri durmamıştır.
Sosyalizm, Marksizm, Leninizm, Stalinizm, Komünizm, Maoizm, Liberalizm, Kapitalizm gibi tüm sistemleri insanlığın önüne sürmüş, dünyayı bölerek yönetmeyi seçmiş, silah fabrikalarını elinde bulundurarak çıkardığı savaşlardan karlı çıkmasını bilmiştir.
Bütün bunlar Nil’den Fırat’a arz-ı Mevud’da büyük İsrail Devletinin kurulması içindir. Ve adım adım bu hedefe yaklaşmaktadır. Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Heykel adını verdikleri Süleyman Mabedini yapmak istedikleri açıktır artık. Filistin’i yok ederek, Suriye, Ürdün, Lübnan, Irak, Mısır, Hicaz toprakları, Sina yarımadası, Türkiye’nin büyük bir kısmı ve hatta İran’a kadar ulaşacak bir İsrail Devletini kurma yolunda hiçbir engel tanımayacaktır.
Ta ki İslam âlemi birleşip İsrail’de toplanan Siyonist Yahudileri yok edene kadar. Bu zamana kadar İsrail hiç durmayacak, zulümlerine zulüm katacaktır. Dilerim bu birleşme çok uzun sürmez, Müslümanlar zulümlerden zulüm beğenmez.