1
Çocuk Eğitimi ve Ahlaki Yozlaşma
Toplumun ahlaki değerlerinin gir gide aşındığını artık sağır sultan bile duydu.
Ama bunun sebepleri üzerinde düşünen yok. Vaizlerimiz bas bas bağırıyor ama
sosyologlarımız boş boş oturuyor. Bu sorun ayyuka çıkmadan toplumumuzun her
kesimini tehdit eder hale gelmeden buna bir çare bulunması gerek.
Bir yandan sigara, içki alışkanlığı diğer yandan esrar eroin ve diğer
uyuşturucu kullanma alışkanlıklarının toplumun her tabakasına yayılma eğilim
giderek artıyor, geleceğimizi tehdit eder hale geliyor, hatta gençliğimizin bir
bölümünü tamamen etkisi altına alıyor, tehlikenin boyutları artıyor, geri
dönülemez noktaya geliyor. Bunun yanında kumar alışkanlıkları devlet eliyle
teşvik ediliyor, Milli Piyango, Spor Toto, Spor Loto ve İddia gibi oyunların
yaygınlaşması, Altılı Ganyan gibi oyunların bir yaşama biçimi haline gelmesi
toplumun ne noktaya geldiğinin açık göstergesidir.
Ayrıca toplumda yaşanan boşanma olaylarının artması, evlenme sayısının
azalması, nikâhsız birlikteliklerinin çoğalması, zinanın yaygınlaşması gelinen
noktanın vahametini göstermektedir.
İşte tüm bu veriler bize tehlike çanlarının bizim için çaldığını
göstermektedir. Ancak hala bu sorunların üzerinde yeterince durulmadığı,
nedenleri üzerinde ciddi araştırmalar yapılmadığı görülmektedir.
Bu ve bunun gibi bir çok ciddi meselelerde gösterilen umarsızlığımız
sürdürülmekte ve bu konuda cahilce bir ısrar edilmektedir. Geleceği ve
gençliğiyle bu kadar ilgisiz başka bir millet tasavvur edilebilir mi?
Evet, biz şimdi karanlığa küfretmek yerine bir ışık yakalım ve sorunun
nedenlerine inerek çareler arayalım. Öncelikle bu sorunların nedenini
sorgulayalım. İlk eğitimi ailede alan gençlik sonra çevrede sonra okulda
yetişiyor. O halde sorunun nedenlerini buralarda aramalıyız.
Öncelikle aileyi sorgulayacağız burada. Dini değerleri zayıf bir ailenin çocuğu
da aynı zihniyette, hatta daha ileri bir durumda olacağı aşikârdır. Evde bütün
gün para pul konuşulur, zevk ve eğlenceden dem vurulur, bu gün nereye
gideceğiz, yemeği hangi restoranda yiyeceğiz, hangi sinemada fil seyredeceğiz.
Biralarımızı soğuk mu sıcak mı alacağız, hangi içkili lokantada balık
yiyeceğiz. Hangi bara gideceğiz, hangi kulüpte vakit geçireceğiz, hangi kafede
oturacağız derken çocuk hayatın bu gibi tamamen zevk ve eğlenceye dayalı olduğunu
anlayan çocuk onu bir az daha ileri götürecektir. Ne demişler ‘Rüzgâr eken,
fırtına biçer.’
Dahası da var. Çocuk büyütülerek onu seven büyükler ona öyle kötü telkinlerde
de büyütür ki şaka da olsa söylenen bu sözler çocuğun zihin dünyasında gerçek
olarak algılanır ve çocuk böyle bir hayata kurgulanır.
‘EŞKİYA OĞLUM, ASLAN OĞLUM. BENİM OĞLUM HER KESİ DÖVECEK. BENİM OĞLUM ALİ KIRAN
BAŞ KESEN OLACAK ‘gibi sözler çocuğun gelecekte nasıl bir insan olacağını
belirliyor. Benim oğlum bütün kızları peşine takacak, benim oğlum içkiyi küple
içecek gibi laflar da cabası.
Dahası şimdi aklıma gelmeyen binlerce söz hep negatif telkinler çocuğun düşünce
dünyasının şekillendirilmesinde büyük rol oynayacaktır. Ailede yapılan
sohbetler, dedikodular, olumsuz örnek olacak olaylar yine çocukların geleceğini
belirleyecek en önemli etken olacaktır.
Ayrıca çocuğa alınan oyuncaklar, çocukların arkadaşlarıyla oynadığı oyunlar
yahut tüm günü TV başında geçen çocuklar orada aldıkları telkinle hayatlarını
kurgulayacaklardır. Gerek izlenen film ve dizilerde, gerekse reklamlarda ortaya
konulan hayat tarzları çocuk dünyasını kurmakta en önemli etkenlerden biri ve
belki de başlıdasın olacaktır.
Şimdilik bu kadar. Devamı başka bir yazıda ele alınacaktır.
Ahmet Kemal