Mutlu Birey
Huzurlu Toplum İçin Değerler Eğitimi
Kadınlar evde barut gibi. Hiç memnun olmuyor. Her şey mükemmel olsun, her
isteği karşılansın istiyorlar. Hep başkalarına özeniyorlar. Dünya işinde hep
kendinden üstün olanlara bakıyor. Hiç şükretmiyorlar. İki de bir kendini
övüyorlar. Ben şöyleyim ben böyleyim diyorlar.
Kadınlar mutsuz. İşte tam da bu yüzden. Televizyonlar lüks hayatı
pompalıyorlar. Yalancı bir dünya. Artistlerin yaşamları ilgilerini çekiyor.
Konfor merakı, eşyanın birinin borcunu bitirmeden ikiciyi elde etme savaşı,
israf yarışı, lüks merakı, hayatlarımızı alt üst etmiş durumda.
Ailede iletişim kalmamış. Her kes kendi bildiğini okuyor. Diziler gelmiş
oturmuş gündelik yaşantımızın ortasına. Reklam arası namaz kılıyoruz. Reklam
arası kahve yapıyor ancak evin hanımı veya kızı. Öğlene kadar yatıyorlar
bıraksan akşamı bulur.
Daha ne sayayım. Evin tüm giderleri ev reisinin üstünde. Çalışmayan kadın tam
bir sefa peşinde. Koca nerden bulur nerden kazanır umurunda değil, kredi
kartları patlamış patlamamış ona göre ne? Evin eşşeği düşünsün. Ne işi var
çalışsın kazansın onun bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini karşılasın. Bir de
Allah’ın günü surat assın, bir buna karşılık kocasından sevgi sözcükleri
işitmeyi beklesin.
İşte bir koca gün böyle geçiyor bazen haftalar bazen aylar bazen de yıllar.
Hayatımız böyle büyük bir savaşa dönüşüyor. Ailede huzur yok oluyor, ne
hayatımızdan ne ibadetlerimizden bir zevk alabiliyoruz. Bu zevk almama hali
stres yapıyor. İşte o zaman mutsuz bir insan tipi ortaya çıkıyor. Ve erkek pek
tabii ki mutluluğu dışarda aramaya çalışıyor. Bulabiliyor mu? Hayır! Bulduğunu
zannediyor, bir müddet oyalanıyor. Yuvalar yıkılıyor, yeni yuvalar kuruluyor,
aynı yanlışlar orada da tekrarlanıyor, aynı sonuçlara ulaşılıyor. Bazen de eski
yuva yeniden kurulmaya çalışılıyor, eski eş kıymetli oluyor. Ama yine o
mutluluk bulunamıyor.
Peki, nerede yanlış yapıyoruz. Mutluluğu arama yanlışı mı bu? Hayatımızı
anlamlandırmada yanlış veriler mi elde ediyoruz. Yanlış teoremlerle mi yola
çıkıyoruz yoksa? Anne baba çocuğu evliliğe hazırlarken yanlış mı
kodluyor.
'seni göreceğim ben hanımına da öyle mi davranacaksın' diyerek tahrik edilen,
daha başta yanlış dizayn edilen bir kuşak mıyız biz. Dahası aile içi
tartışmalarla büyüyen çocuk kendine böyle bir hayat edinmekte pek
zorlanmıyor.
Ayrıca bu alanda iyi bir örnekte görme şansına sahip olamayan birey mutlu hayat
tablosunu ya hayallerde ya da rüyasında görmek zorunda kalıyor. Ve sonuçta
ailede mutsuz, toplumda mutsuz bir millet haline geliyoruz.
Peki, bu tabloyu gördükten sonra ne yapabiliriz. Bence bu iş devlete düşmekte
evlenecek çocukları aile eğitimine almalı hatta hatta okullarda iyi bir birey
iyi bir çocuk iyi bir aile ferdi olmanın öğretildiği
Değerler eğitimi dersleri verilmeli, batıda olduğu gibi dinden kopuk değil dini
değerlere dayalı olarak örnek insanların hayatı model alınmalı bu değerlerin
yaygınlaşmasına, öğrencilerin bu değerlerle donanımlı yetişmesine
çalışılmalıdır. Sadece aile içinde değil toplum içinde sağlıklı ve huzurlu
yaşama modeli sunmak mutlu ve huzurlu bir toplum olmanın birinci şartı olsa
gerektir.13.07-13
Ahmet Kemal