Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

 

An itibariyle sitemizde en çok yorumlanan yazıların ilk sırasında olan Sayın Saffet Kuramaz’ın “ Seçen Seçilene Aşina “ isimli şiirine benim de yorumlarımla başlayan yazışma süreci hakikaten istem dışı kimi saiklerin de etkisiyle sevimsiz bir boyuta taşındı. Süreci geren ve zora sokan şahsımın iştiraki oldu çünkü yarışmanın sponsoruyum. Hiç yakışmadı bana ama hiç, fakat yaşandı, çok üzgünüm.

 

Süreci kendi tarafımda ve olabildiğince objektif bir yaklaşımla izah etmeye çalışacağım. Konunun tüm taraflarından özür dilemek durumundayım. Hiçbir ard niyet gütmemiş olsam da boyumu çok aşan bazı ifadelere çalakalem girdim.

 

Sonuçlar açıklandıktan sonra çok derin bir üzüntü içerisine girdim, o an için sanki yıkıldım. Bu ifademi yadsıyacak arkadaşlarım olabilir ama çok kötü bir ruh haline büründüm. Çünkü gönlüm ilk üçte her daim sitemizde paylaşımlarıyla aktif olan isimleri kazananlar listesinde görmekten yana idi. Tam o aralarda Saffet beyin şiirini okudum, evet büyük bir haksızlık söz konusuydu, bunun altını kalın çizgilerle çizen Selim’im de haklıydı. Selimi zaten ben aradım, müsait olduğunu öğrendikten sonra. Saat geç olduğu için şansımı zorlasam da Adem Beyimize ve editörlerimize ulaşamadım, Saffet beye de ulaşamadım. Bazı arkadaşların mail, mesaj, whatsapp gönderisi vs derken benim cephemde iş çığrından çıktı.

 

Evet çok büyük bir haksızlık olmuştu. Ama faturayı yanlış adrese kestim, bazı arkadaşlarımız gibi. Yahu internet ortamına ilk üçteki şairlerin isimlerini yazıp taradım; bu şairlerin neredeyse almadıkları ödül kalmamış ki 15-20 yıl boyunca. Sayfalarca sonuç çıktı, birincilikler, ikincilikler, üçüncülükler, mansiyonlar gırla gitmiş, röportajlar, köşe yazıları, gazete haberleri.. Sayamadım bile. Tamam bir günde 50 yorum yapılmaz ama arkadaşımız kendine güvenmiş ve bir şekilde koşula uymuş. Her ne kadar kriter hatası bulunsa da Karsi hepimizce bilinen ve sevilen bir isim. Kalemi çok güçlü bir şair olmak kusur mu? Tabii ki değil. Asıl kusur bu nitelikli kalemlerin sayısını ençoklayamadığımız için bizlerde. Yarışmamızın bir amacı da bu değil mi zaten?

 

Jüri ciddi bir özveride de bulunmuş. Tamamı donanımlı kişilerden oluşan jüri – ki ben kimseyi tanımıyorum, MFÜ ve Sami ağabeylerim zaten bizim editörlerimiz aynı zamanda – yarışmaya değerlendirme üyesi olarak yarışa katılma şanslarını da yitirmişler. Yorumumda kullandığım kimi tümceler için tekrar kendilerinden tek tek çok özür diliyorum. Adem Beyimiz, Sami ağabeyim ve MFÜ ağabeyime ilişkin zaten toz zerresi kadar bir menfilik aklımın ucundan bile geçmedi, geçmez de ama isimleri speküle edilmiş oldu. Özür diliyorum. Bu tatsız başlığı daha da uzatmak istemiyorum. Saffet beyimizin ve biricik Selim’imin yazdıkları da ben müdahil olmasam bunca ayyuka çıkmazdı, her iki dostumdan da bilhassa özür dilerim ve sitemizde huzursuzluk yarattığım tüm dostlardan.

 

Nuri Ağabeyimin, Selim’imin, Gök Hasret Kazım’ımın sevincini yaşayamadık bile, ne güzel bugün panayır yerine döner idi sitemiz şiirlerle, yorumlarla. İnşaAllah seneye belki de… kim bilir …

 

Sitemize hayırlı olsun.

 

Selam ve saygılarımla.

 

Mehmet Çağatay Ünlütürk

( Şiir Yarışması Sonrası başlıklı yazı MCU :) tarafından 1.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.