OPR. DR. RAUF YILMAZERİ SAYGI VE RAHMET İLE ANIYORUM
Ahmet AYAZ
Opr. Dr. Rauf Yılmazeri ölümünün 35. Yılında saygı ve rahmet ile
anıyorum. Gaziantep’imizin unutulmazlarından olan Opr. Dr. Rauf Yılmazer’i,
niçin kaleme aldım ? Niçin sayfama konuk ettim? Bende unutulmaz bir anısı var.
Bu anıyı ben daha önceki gazete köşeme inanın ağlayarak yazmıştım. Aslında bu
yazıyı 17 Eylül günü yazıp gazete köşemde yayınlamam gerekirdi. Çünkü 17 Eylül
O’nun ölüm yıldönümüdür. Unutkanlığımdan ve yaşlılığımdan dolayı bu güne kaldı.
Unutamadığım bu önemli anımı yazımın sonunda sizler ile paylaşacağım. Şimdi
buraya hayat hikayesinden bir kesit alıyorum.
Rauf
Yılmazer 18 Mart 1924 günü babası Hüseyin Rıfat Beyin subay olarak görevli
bulunduğu Kahramanmaraş’ta doğdu. Annesi ilkokul öğretmeni İhsane Hanım olup 5
kardeşin en büyüğüdür. İlk ve orta öğrenimini babasının görevi nedeniyle yurdun
çeşitli il ve ilçelerinde tamamladı. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nden mezun oldu. Askerlik görevini Erzurum’da tamamladıktan sonra 2
yıl Enez ilçesinde hükümet tabibi olarak görev yaptı. Daha sonra Ankara Numune
Hastanesi’nde genel cerrahi ihtisasını tamamlayıp İnegöl ilçesi devlet
hastanesine başhekim olarak atandı. 1955 yılında Kamuran Hanımla evlendi.
Birisi kız, ikisi erkek 3 çocukları oldu. Bunlardan birisi, Arsan Seyahat
Turizmin sahibi olan Ayşe Nur Yılmazer. 1961 yılında Gaziantep Devlet
Hastanesi’ne tayin edildi. Ancak 4. Cumhurbaşkanımız Or General Cemal Gürsel
tarafından 27 Mayıs 1960 İhtilalı yapıldı. DP li Başbakan Adnan Menderes, Fatih
Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan’ın da idam edildiği,. İhtilalın sağcı ve 3.
Cumhurbaşkanımız Celal Bayar Hükümetine yapılmasına rağmen, ne oldu da ?, CHP
li Rauf Yılmazer, günümüzde de sürgün yeri kabul edilen Tunceli Devlet
Hastanesi’ne tayın edildi. Acaba hangi siyasinin azizliğine uğradı ? Rauf
Yılmazer, bu kararı protesto ederek, Gaziantep Devlet Hastanesi’ndeki
görevinden ayrılıp bir süre Gaziantep’te serbest çalıştı. 1966 yılında eşi
Kamuran Yılmazer ile Yılmazer Özel Hastanesi’ni açtı. Bu arada da siyasi
çalışmalarına ağırlık verdi. Her zaman insanın en büyük değer olduğuna inanıp
savunduğundan Gaziantep’te ilk defa ücretsiz halk muayene odalarının
kurulmasına öncülük etti. Kamu yararına hizmet veren çeşitli derneklerde
başkanlık ve yöneticilik yaptı. CHP İl Yönetim Kurulunda görev aldı. Belediye
meclis üyeliğine seçildi. Belediye başkan vekilliği yaptı. Tüm baskı ve
tehditlere rağmen sosyal demokrat düşüncesinden ve davranışından hiçbir şekilde
ödün vermeden siyasi ve sosyal çalışmalarına devam etti. 1979 yılının anarşik
siyasi ortamından yararlanan canilerce her zaman yoksul vatandaşları muayene
için gittiği Gaziantep Yavuzlar Mahallesinde kurduğu Halk Muayene Odası’ndan
çıkışı sırasında kurulan pusuda otomobili içinde kurşunlanarak 17 Eylül
pazartesi günü öldürüldü. Halen katilleri ne tespit edildi ne de yakalandı…
“Bana
göre bu olaylar ülkemiz için oynanan karanlık oyunlardı. O günün Rahmetli
Sağlık Müdürü Dr. Bercis Seden MHP li, Opr. Dr. Rauf Yılmazer CHP li. Fakat
ikisinin de öldürülmesinde kullanılan silahtan çıkan mermilerin incelenmesinde,
ikisinin de aynı silah ile öldürüldükleri belirlendi. Üzüldüğüm şudur; Ülkemiz
insanlarının bazıları hala ülkemiz üstüne oynanan oyunları anlamıyorlar. Şimdi
gelelim unutamadığım bir anısına.
1961
yılında Rahmetli Babam Halaf Ayaz’ı aniden bir sancı tuttu, Bir otomobil ile
alıp Gaziantep Devlet Hastanesine getirdik. Ben o zaman 14 yaşında bir gençtim.
Babamı Opr. Dr. Rauf Yılmazer ameliyata aldı. Babam çok ciddi bir, büyük mide
ameliyatı geçirdi. Babam Oğuzeli İlçemizin Yakacık (Zıranba) Köyünde yaşıyor.
Aylar sonra rahatladı, Babam da ağrı sızı denilen bir şey yoktur. Fakat
karnındaki iltihap bir türlü iyileşmiyor. Babam bir tabibe de görünmüyor. Aradan
nerede ise bir yıl geçti. Babam Gaziler caddesinde yürürken,, Rahmetli Rauf
Yılmazer babamı görüyor ve tanıyor. “Dur bakalım baba” diye seslenince, babam
duruyor. Soruyor, “Sen büyük mide ameliyatı geçirdin mi ?” Babam evet diyor.
“Seni kim ameliyat yaptı?” Babam cevap veriyor, Rauf yılmazer. “Görsen tanır
mısın?” Babam evet, tanırım deyince, “!Bak işte tanımadın. Rauf Yılmazer benim”
Diyor. Nasılsın deyince babam, iltihaplanmayı söylüyor, kendisi o kolay ama,
içeride bir ağrı sızı var mı? Deyince, babam yoktur diyor. O zaman babama
peşimden gel bakalım diyor. Babam, şimdi köye çıkmak üzereyim, deyince, babama
kartvizitini veriyor ve başka zaman muhakkak uğra diyor. Babam gelip durumu
bize anlattığında, baba uzmanların muayene ücreti 10 TL. Cebine 10 Tl al,
doktora uğra dedim. Babam 10 Tl yi alıp gidiyor. Babamı muayene yapıp, yarada
kalan ipliği alıyor. Kendi elleriyle pansuman yaptıktan sonra, tamam artık bir
şeyin kalmadı diyor. İşte asıl anlatmak istediğim de budur.