Şöyle bir yirmi otuz yıl öncesine sarıyorum da ...
Hayır hayır, sen kal, bekle orada
Sana dokunmayı bilmiyorum ki
Gözlerinin içine bakmayı
Seni koklamayı
Sana sokulmayı
Nasıl bir duygu bilmiyorum ki
Seni duymak
Dinlemek seni
Seyretmek seni
Nasıl bilmiyorum ki
Kızma bana ya
Hayal etmek yetiyor
Bunu alma elimden
Küsme bana
Bırak bir kelime bari olayım yazarken
Bi tanecik bi kelime olayım yahu
İçim kıpır kıpır olsun
Heyecanlanayım, elim ayağım boşalsın
Çarpsın yüreğim minicicik serçe misali
Takayım seni koluma
Beraber simit yiyelim
Çay içelim
Sıcacık güzel bir cümle kuralım
Her bardakta bir cümle kuralım
Ben sana
Sen bana
Ruhlarımıza temas edelim
Sohbet edelim onlarla
Söz her bardakta bir cümle
Yavaş yavaş yudumlayalım çayımızı
Hadi çay tiryakisi olalım
Hadi olalım nolur
Semaver olalım
Çay ocağı olalım
Hatta kıraathane olalım
“ Sırılsıklam Aşıklar Kahvesi”
Kime ne zararımız var?
Hadi lütfen…
Lütfen
Korkma
Şiirler mahkum edilmez
Ve bugündeyiz
Bak gördün işte
Duygu suçu olmazmış
De mi?
Belki yarın da
Kimsenin umurunda olmayacağız
Ama umurumdasın
Bugün
Öyle çok umurumdasın ki....
Biliyorum kendi kendine yetersin
Biliyorum yüreciğinde kimseleri istemezsin
Biliyorum dik durursun
Biliyorum hayata rest çekersin
Gözünü bile kırpmadan
Ama ben yanında olmak istiyorum
Zaman içerisinde seyahat
Çok acıtıyor içimi
Söz verdim tamam
Yok oldum işte
Git gel git gel
Yoruldum
Kalayım
İzin ver
Dön artık
Haydi dön