Eğitimde Devrim
Niteliğindeki Çalışmalar
3
Eğitimde Devrim Niteliğindeki Çalışmalar
Bu yazı ne ilktir ne de son olacak. Eğitim üzerine ömrüm oldukça yazılar
yazacağım. 27 yıllık eğitim hayatımda edindiğim tecrübeleri paylaşacağım. Bunu
vicdani bir görev beni bırakmıyor. Eğitim üzerine düşünen biri olarak bunu bir
dava olarak kabul ediyorum.
Yıllar önce öğretmenliğimin ilk zamanları bir ilköğretimde çalışıyorum. Eğitim
üzerine kitap okuyor ve fikirlerimi arkadaşlarımla paylaşmak istediğim halde
bunu tam anlamıyla başaramıyordum. Çünkü bu ko0nuarı kendine dert edinen yoktu.
Herkes kendi keyfine bakıyordu ve daha fazla nasıl gelir elde etmenin peşindeydi.
Ben de düşüncelerimi bir deftere kayıt ediyordum. İlk olarak o defterde
ilköğretimin birliği fikrine karşı çıkmış 5 yıl olan ilkokulun 4 yıl olması
gerektiğini düşünmüştüm. Çok iyi biliyordum ki 4. sınıfta öğretilen dersler 5.
sınıfta tekrar ediliyor bu da ileri zekalı öğrencilere bir işkence oluyordu.
Şimdi bu düşüncelerimin gerçekleştiğini görerek seviniyorum.
Ayrıca yıllar sonra vardığım bir düşüncenin de gerçekleşir gibi olması,
yöneticilerin bu konudaki kararlılığı beni ziyadesiyle memnun ediyor.
O zamanlar şöyle söylemiştim etrafımdakilere ve bunu da bir yazımda deklare
etmiştim. Dershaneler birkaç ders ilavesi yapsın liseler birkaç ders azatsın
her iki kurumda diploma versin ve birbirinin eşdeğeri olsun bu diplomalar
devlet okullarındaki öğrenci sayısı normale insin. Böylece okullardaki eğitim
rantabl bir seviyeye gelir. İşte nihayet o noktaya geldik. Zaten yeni açılmakta
olan etüt merkezleri dershanelerin anlamsızlığı ortaya koyuyordu. Çünkü dersler
okulda yapılıyordu. Okulda dersi anlayamayan öğrenciye dershane de bir şey
veremiyordu. O öğrenciye gereken aynı konuların tekrarı değil eksik kaldığı
yerlerden destek verilmesiydi ve bunu etüt merkezleri yapmaya başladı bile.
Şimdi yapılması gereken üniversite giriş sisteminin değiştirilmesi. Bu da şimdi
işlere girişte denene ortak sınavların sonucu öğrenci başarı puanıyla pek ala
yapılabilir, yapılacak da. Olayları yarı yüzeysel takip edenler gidişi
göremiyor ve az akıllarıyla isyan ediyorlar. Ya da sırf çıkarları zedeleniyor
diye feryat ediyorlar.
Sıra ikinci safhaya gelecek ve sınavlar açık uçlu olarak merkezi olarak
yapılabilecek. Bu da eğitimde dönüşümün önemli bir adımı olacaktır.
Dershanelerin özel okula dönüştürülmesiyle, okullarda öğrenci sayılarının
azalacak, okullarda öğrenci sayılarının azalmasıyla birlikte eğitimin kalitesi
artacak, sınav sisteminin değişmesiyle düşünebilen, araştırabilen okuyan
öğrenci tipine ulaşılabilecektir. Hatta eleştirebilen, tartışabilen, doğruyu
eğriden ayırabilen, tahrikler kapılmayan, düşünmeden konuşmayan, açık sözü,
açık düşünceli kuşaklar yetişebilecek. Bu da 10 yıldır eğitimde yapılmayanları
telafi edecek devrim çapında bir değişim ve dönüşümün başlangıcı olacaktır.
Bu Başbakanın gizli ajandasıdır, işte deşifre ediyorum. O bu çağda uyuşturucu
müptelası hedonist gençlik yerine milli ve manevi değerlere bağlı gençlik
yetiştirmek istemektedir. Bunun için zor kullanmayacak batı uşağı müstağrip
yönetici ve elitlerin el birliği yetiştirdiği insana saygısı olmayan her şeyi
zevkten ibret gören bu uğurda ne baba katili olmayı göze alan, kısa yoldan
zenginleşmeci, gece ve gündüzünü zevk ve eğlence peşinde geçirmek isteyen x, y,
ve z kuşakları yerine yepyeni bir kuşak yepyeni bir nesil getirme peşindedir.
Bu nesil inançlı, vatansever, milliyetperver ve Mukaddes değerler bağlı
idealist bir nesil olacak, 'Asımın nesli nesilmiş gerçek işte çiğnetmedi
namusunu çiğnetmeyecek' mısralarında ifadesini bulan nesil olacaktır. Evet işte
biz de diyoruz ki Necip Fazıl’ılın deyimiyle: "Mehmed'im sevinin başlar
yüksekte
Ölsek de sevinin eve dönsek de
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Yarın elbet elbet bizimdir
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.
Ahmet Kemal