İşte ben
Bir sabah evinin önü
Elimde birkaç çakıl taşı
Bağrımda ince boylu can kırıkları…
Bilmelisin ki
Seni anlatan kelimeler
Sırrını da tutmayı bilmeli
Değil mi ki aşk özünde acı ebedinde sır
Böyle yanmadı mı aşıklar asırlardır…
Sevgili
Beni en çok gök kuşağı ürkütmüştür
Hangi renginin peşine düşsem
Yüreğimin toprağa düşmesine şahit oluyor aklım
Aynı coğrafyada sevdanın küf mezarıyla kokuşuyorum
Yürüdüğüm yolda ışığım sadece yokluk
Oysa avuntu masallar ısmarladım felekten
Ellerini tut yalnızlığımın
Dokun ki kuş öpüşleri bezensin gagalarına
Kapanırken dudak aralıkları sen dokundukça,
Kutsal bir yemini hapsetsin nefesin
Yanaklarında pembeleşsin peygamber çiçekleri
Ben gamzelerinde öleyim
Sevgili
Tebessümü şakağından vurulan yerler bilirim hesapsız
Aldırma sen benim direngenliğime
Kırılganlığıma
Bulutların rimeli yağacak
Bekliyorum ben ağladığımda üstüme
Ben bir intihar eylemcisiyim şiirlerimde
Şimdi ölme zamanı mısraların aşkının
Hala rengini sormadın çakıl taşlarının…
Not: Şiiri okuduktan sonra bir de tersten okursanız sevinirim.
Adem Efiloğlu