ORTADOĞU’YA  UYDUDAN BAKMAK 
           Detaylarda boğulmadan, büyük resmi bütün haliyle görmeye çalışmak, sonucu tahmin edip anlamada, bize çok farklı kolaylıklar sağlar. Ortadoğu’da çeşitli zamanlarda ki olayların detaylarına girmeden, kim haklı kim haksız demeden, geçmişte olup bitenleri bir bütün şekilde ele alıp baktığımızda; ortadoğu’da ne bir liderin, ne bir ülkenin, ne örgütlerin, hiç birinin özgür iradelerinin olmadığını görürürüz. Görünüşte kendi iç işlerinde bir iradeleri varmış gibi görünse de, gerçekte hepsi ya kontrollü bir iradeye sahip, ya da iradeleri ipotek altındadır.
        -”BİR OLAYIN SONUCU KİMİN İŞİNE YARIYORSA, OLAYI YAPAN  VEYA YAPTIRAN ODUR”  Ortadoğu’da figüranlar, projeler, tasarılar hep farklı görünse de, yönetmen hep aynıdır. Önce canavarı yaratıyorlar; sonra destek verin korktuğunuz bu canavarı ben sizin için yok edeyim demeye getiriyorlar. Buna basit bir örnek verecek olursak; önce Saddam’a destek verip şişirdiler. Özellikle  de İsrail için tehlike arz ettikleri İran’a saldırttılar yıllarca. Sonra “Kuveyt’e gir senin hakkın” diye göz kırptılar. Saddam’da kuveyt’e girmekle tüm Ortadoğu ve Arap emirlikleri için tehlikeli bir canavar görünümü aldı. Amerika ve işbilikçileri de, "Saddam, nükleer silahlar üretiyor" deyip, bölge ülkelerinden de, destek ve tavizler alarak saddam’ı bir kaşık suda boğdu. Saddam gibi İşid, BOP ve Arap baharı projeleri de aynı amaca hizmet etmiştir. Üstelik bir taşla onlarca kuş vurarak. Emperyaller, sonunda silahlarını satmışlar, silahlarını denemişler, bölgenin doğal kaynakları ve petroluna çöreklenmişler, bir de bölgede güç ve kontrolü ele geçirmişler. Ayrıca bir avuç yere ve nüfusa sahip olduğu için kendisini güvende his etmeyen İsrail’in de kaygı ve endişelerini bitirmişlerdir. Yoksa Saddam, Kaddafi, Esad, Irak süriye ve libya ayakta olsaydı,İsrail bu kadar rahat edemez di. Şüphesiz Emperyalisteler de bölgede bu kadar rahat at koşturamazlardı. 
          - BİR SENARYOYUYU UYGULAMAK İSTEDİKLERİNDE, MUTLAKA YANLARINA ORTADOĞUDAN BİR VEYA BİRKAÇ YANDAŞ, DESTEKLEYİCİ BULURLAR; 
            Mesela BOP projesinde  bölgeden “Eş başkan payesi verip, yanlarına destekçiler aldılar. Eş başkalık unvanıyla destekleyenler, BOP projesinin altında kaldıklarını ancak çok sonra anladılar.
          -ARAP BAHARI PROJESİYLE ARAPLARI TASVİYE ETTİLER: 
      "Arap baharı"deyip, Süriye, Irak, Libya ve daha bir çok bölge ülkesine  kışı getirdiler. Bunun acısını refah ve birliğini kaybeden Libya halkı, çok kötü bir bedel ödüyerek iliklerine kadar hisetmektedir. Argo  tabirle, Saddamı, kaddafiyi, Esad’ı ve hatta Mısırı,Türkiye’yi tüm Ortadğu’yu, hepimizi dezgeye getirdiler.
          -İŞİD PROJESİYLE, BİR TAŞLA ONLARCA KUŞ VURDULAR
       Öteden beri ortadoğun insanını ve inandıkları islam dinini barbar ve acımasız vahşi göstermek için, yine bölgeden menfaat karşılığı ve de bazı saf veya hasta ruhları da, figüran olarak yetiştirerek, yeni bir oluşum kurdular. Binlerce yıl önce o günün ilkel tüm toplumlarında var olan, kadına zulüm ve horlama, kadını köle diye satma, din için savaşyormuş gibi işgal ve şiddet uygulamaları ve törenlerle insan kesme, insanları tele geçirip kuzu çevirir gbi yakma videolarını internet ve medyada paylaşmaları,  herhalde savunmak ve sevdirmek istedikleri bir davaları olduğundan değildi. Aklı başında olan herkes anlar ki, amaç nefret ettirmektir, barbar ve vahşi göstermektir. Dünyanın yarısı kadındır, kadınların da nefretini kazandırmaktır. Kullandıkları argümanlar ve söylemler orta çağda geçmişte var olan olayları çağrıştığı için,  insanlar nerdeyse  inanacaklardı. Oysa şiddet, din için savaş, cihad ve inancın dayatılması, kölelik, kadına cariye veya köle  gözüyle bakılması, o günün Bizans  Roma, İran ve diğer tüm ülkelerinde vardı. Kazıklı Voyvodalar, kölelerin aslanların önüne atılıp tribünlrde seyrettirilmesi, bir dine veya topluma mal edilemez. Eğer bugün hala bunları savunanlar varsa cehaletlerindendir. Ancak o gün bile “Şunu şunu yapan, bir köle azat etmiş  kadar sevap kazanır” diye başlayan sözler, islamın köleliğe çok karşı olduğunu gösterir. Ancak köle o günün üretim aracıydı. Dünyanın her yerinde var olan Köleliğin elbette, bir çırpıda kaldırılması mümkün olamazdı.  Sonuç olarak bütün bu yapılan vahşetlerini videolarla  insanlar görsün nefret etsin, diye internet ve sosyal medyada yayınlamalarının bir tek amacı vardı. Nefret ettirmek. Başarılı da oldular. Kobaniye Şengale saldırttılar, sonra destek verip işide karşıymış gibi rollere girip sempati kazanmaya çalıştılar. Kürt gençlerinin de nefret etmelerini az da olsa sağlama da başarılı oldular.
      Sonuç olarak; ortadoğu’da mücadele içinde görünen, değiştirmeye çalışan, çarpışan tarafların başarılı olacakmış gibi görüntüleri uydudan farklı görünüyor. Uydudan yankılanan ses şöyle diyor: “Ne yaparsanız yapın, sonucu değiştiremezsiniz. Sonucu biz belirleriz, sonuç bizim yararımıza olacak şekilde dizayn edilmiştir. Bunu değiştirecek ne teknolojiye, ne kültüre , ne finansmana ne de ileri görüş ve zekaya sahip değilsiniz. İsteseniz de buna gücünüz yetmez. Zaten iyi niyetli ve samimi olsalardı, Ortadoğu'nun bütün sorunları, çoktan çözülmüştü. Esasen, bu kadar sorun olmazdı. 
     Yukarıda belirtildigi gibi, tekrar edecek olursak, Ortadoğu’da ki ülkelerin, tarafların çatışanların, ögütlerin hür iradeleri yok mudur? Cevap: Yoktur, varmış gbi görünür.
       Peki, ortadoğu’ yu karıştırıp sömürenlerin, demokrasiye, insan haklarına ve evrensel hukuka bağlılıkları yok mudur? Cevap: Yoktur, varmış gibi görünür.
       TÜM ANLATILANLARI DOĞRULAYAN SONUÇ CÜMLESİ:
        Zaman zaman taraflardan şu ortak itiraflar çokça  duyulmaktadır; “Bize şiddeti, çözümsüzlüğü dayatıyorlar. Çözümü istemiyorlar, veya işlerine yarıyacak kadar çözüme müsade ediyorlar.” 
       Biz de, geriye dönüp baktığımızda  bunun hep böyle işlediğini görürüz. Elimiz kolumuz bağlı bir şekilde...
mehmet toy
( Ortadoğuya Uydudan Bakmak. başlıklı yazı Toygar tarafından 3.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu