Sevgi, hiçbir zaman aşk kadar cesur olamayacak; onun kadar zarar verip bir o kadar da onun kadar susturamayacak içimizi. Sevgi, attığı her adımda yürümeyi yeni öğrenmekte olan bir çocuk gibi sendeleyecek; aşk gözleri hırsından kıpkırmızı bir canavar gibi koşacak. Sevgi duracak her manzarada, yemyeşil bir ağaçta, rengarenk bir çiçek bahçesinde, masmavi gökyüzüne bakan yamaçta. Aşk yolundan kaldırmayacak başını. Sevgi zarar vermeyecek, kendisine de, yoluna da, yolun diğer tarafında bekleyenine de. Aşk pimi çekilmiş bir bomba gibi izleyecek yoluna uzanan her eli. Sevgi kabullenecek, geri çekilecek belki, vazgeçecek yolundan; aşkın kulakları duymayacak, görmeyecek gözleri. Yolun sonunda ise sevgi tükenecek artık. Kimsenin hatırına dahi gelmeyecek, yokluğu hissedilmeyecek ve hatta varlığı da. Ama aşk gitmesi istendiğinde bile gitmeyecek. Boynunu eğmeyecek kimseye, unutturmayacak kendini. Öyle kolay çekip gitmeyecek hayatlarımızdan. Belki radyoda rastgele çalan bir şarkının nakaratında, belki çocuğuna seslenen bir annenin kelimelerinde, belki hep gittiğiniz kitapçının hep karıştırdığınız rafında daha önce dikkatinizi hiç çekememiş bir kitabın son cümlesinde tekrar hatırlatacak kendini. “Buradayım” diyecek, “hep buradaydım”.
Sevgi, bizi aşkla tanıştırıp çıkarken hayatlarımızdan; aşk, sevgi olmadan da yaşayacak.
Yazarın