Ahhh anne ahhh,
Yalancı gülüşleri sevmiyorum.
İçi boş sevgileri protesto ediyorum.
Dostça kucaklaşmayı, fellik fellik arıyorum anne.
İnsanı cennetlik eden dostluklar niye yok.
Cevabını arayıp bulamadığım binlerce sorularım var .
Sadakat ve muhabbet niye muhacir olmuş,
Maddiyatla alınamayan insana güven, niye şatır bir güvercin misali uçmuş.
Neşe ve üzüntüler niye paylaşılmıyor artık eskisi gibi,
Yalnız yaşayıp yalnız ölmek sanki moda olmuş.
Böyle yaşamak bana göre değil anne!
Dertleşmek, hasbihal etmek daha güzel değil mi?
Tam kıvamında demlenmiş ikindi çaylarını, birlikte içmek daha güzel değil mi?
Sevdiklerine ve saygı duyduklarına akıl danışmak daha güzel değil mi?
İnsanı insan eden duygu ve düşünceler niye gönüllerde azaldıkça azalmış.
Bana bir şeyler söyle anne!
Dayanamıyorum gördüğüm bu olumsuzluklara,
Özünden uzaklaşmış insanlar beni bana küstürmüşler.
Ahhh Anne ahhh,
Bu yazdıklarımı görmemezlikten gelemiyorum.
Gelemiyorum çünkü kendimi bildim bileli yaşam tarzım belli.
Bana her şeyi görme, duyma diyorlar!
Her şeyi görmezsem her şeyi duymazsam olur mu?
Canlı mahlukatın en şereflisi insan değil mi?
İnsan niye bu kadar menfaatperest olmuş?
İnsan niye bu kadar acımasız bu kadar gaddar olmuş?
İnsan niye insanı cennetlik vicdan ve merhametini kaybetmiş?
İnsan niye bin bir güçlükle kurulan gönül köprülerini yıkıyor?
Yıkmak yerine gönül köprülerini kurmak gerekmez mi?
Ahhh anne ahhh!
Neyi söyleyeyim neyi söylemeyeyim?
Şaşırdım kaldım.
Yaşama dair güzel umutlarım ha tükendi ha tükenecek.
İnsanı insan eden güzellikler ve iyilikler yaşanmaz olmuş artık.
Kimse gönüllere girmek için çaba ve gayret sarf etmiyor.
Allah’ın rızası gönüllere girmek ile kazanılır.
Bunu bile akıl etmiyorlar.
İnsan bu kadar cahil olur mu?
Ben yazın kavurucu sıcaklarında inşaatlarda amelelik ederken,
Yorulmak nedir bilmiyordum ve hayat doluydum.
Çok küçük şeyler bile beni haddinden fazla mutlu ediyordu.
Ama şimdi birbirinden güzel şeylere sahip olmama rağmen mutlu değilim.
Sıkıntı acaba bende mi diye kendimi çok suçluyorum.
Bu kadar vurdumduymazlık niye?
Allah’ın selamını bile birbirimizden esirger olduk.
Bizi biz eden, bizi ayakta tutan manevi değerlerimiz değil mi?
Viyana kapılarına kadar at sırtında abdestli giden ataların torunları değil miyiz?
İşin kolayına kaçmadan öz eleştiri niye yapmıyoruz?
Ahhh Anne ahhh!
Beni kemire kemire bitiren sorularımı, senden başkasına soramaz olmuşum.
Bazen saatlerim gün, günlerim ay, aylarım ise yıl oluyor sanki.
Sıkıntıların girdabındayım.
Derinden nefes alamıyorum.
Ha boğuldum ha boğulacağım.
Böyle yaşamaktan sıkıldım.
İki yakam bir araya gelmiyor.
Ben neşe ve üzüntülerimi paylaşmak istiyorum.
Bu suç mu?
Dostlarımla baba oğul gibi kucaklaşmak istiyorum
Bu da mı suç?
Suç mu suç değil mi bilmediğim daha çok sorularım var.
En kısa zamanda görüşmek dileklerimle…
04-12/ Aralık/ 2022