KUBİLAY’I  RAHMET İLE ANIYORUZ


  Ahmet AYAZ

Ahmet AYAZ

    Gaziantep Güneş Gazetesi 27/12/2022

 

          Adını andıkça içim sızlar, gerici ve yobazlara karşı nefretim bin kat daha artar. Saygıdeğer okurlarım, lütfen bu içler acısı yazımı sonuna kadar okuyunuz. 24 yaşındaki şehidimiz Mustafa Fehmi Kubilay’ı, Gaziantep Güneş Gazetesindeki sohbet köşeme almak için 23 Aralığı zor bekledim. Geçen yıl ölüm yıldönümünde andığım gibi, bu yılında da, andım ve ömrümce anacağım   O’nu ölümünün 92.  yıl dönümünde saygı ve rahmet ile anarken, O’nun kim olduğunu, nasıl şehit edildiğini saygı değer okurlarım ile paylaşmayı kendime ödev olarak düşündüm. Acısı yıllarca içimde saklı durur. , Şunu da hatırlatmak isterim. Şehidimizin adı şimdiye kadar gerekse Kozanda, gerekse Adana’da, İzmir’de yok ise, bu bir eksikliktir. Hatırlatıyorum devlet yetkililerimize. Lütfen adını bir yerlerde yaşatsınlar diyorum.
         Mustafa Fehmi Kubilay, 1906';da Kozan';da doğdu. Ailesi Giritliydi. Baba adı Hüseyin, 
anne adı Zeynep';tir. Mustafa Fehmi Kubilay 1930 yılında öğretmen olarak İzmir';in Menemen İlçesi';nde asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yaparken 23 Aralık 1930';da Derviş Mehmet';in başında olduğu bir grup şeriatçı tarafından öldürüldü.

Fotoğrafı Aç
NASIL ŞEHİT EDİLDİ?
1930 tarihinde Şeyh Sait İsyanı';ndan sonra meydana gelen en büyük şeriatçı eylem olan ayaklanma, 23 Aralık 1930 yılında Menemen';de patlak verir. Şeyh Esat';ın, Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim tarafından yönlendirilen, Manisa tarafından gelen Derviş Mehmet ve arkadaşları Menemen';e doğru yola çıkar.
Derviş Mehmet ve adamları, sabah namazından önce külahlı ve cüppeli olarak Menemen’e gelirler. Müftü Camii’nde sabah namazını kılarlar. Namazdan sonra, Derviş Mehmet kendini Mehdi olarak tanıtır, dini korumaya geldiğini, yetmiş bin kişilik Halife ordusunun da yolda olduğunu cemaate söyler. Müezzin de, minareye çıkıp aldığı müjde şerefine bir el ateş eder. Derviş Mehmet, camideki yeşil bayrağı alıp, öğleye kadar bu sancağın altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini bildirir. Yeşil bayrağı, hükümet meydanının ortasında açtıkları çukura dikerek çevresinde tekbir getirmeye, zikir yapmaya başlarlar. Bazı Menemenliler de buna katılır. Derviş Mehmet bunun üzerine daha fazla ve tehditkar çağrılar yapmaya başlar. Bir jandarma erinin olayı görmesiyle, jandarma yüzbaşı olay yerine gelir. Toplanan kalabalığa tavsiye vermekten başka elinden bir şey gelmez. Tavsiyeleri, isyancılara işlemez. Jandarma yüzbaşı, piyade alayına telefon ederek haber verir.
Telefonu 
alan Alay Komutan Yardımcısı, Asteğmen Kubilay';ı olaya müdahale etmekle görevlendirir.
Alay Komutan Yardımcısı, Asteğmen Kubilay’a bir müfreze verir. Asteğmen Kubilay silahsız, müfreze de gerçek mermi yerine, manevra fişekleri (yalnızca ses çıkartan 
eğitim kurşunları) ile olay yerine hareket eder.
Kubilay, müfrezeyi arkasında bırakıp tek başına Derviş Mehmet ve adamlarının yanına gider. Asteğmen Kubilay, Derviş Mehmet';i teslim olmaya çağırır. Fakat Derviş Mehmet';in destekçilerinden birisi, Asteğmen';e ateş eder. Yaralanan Kubilay, caminin avlusuna doğru koşar fakat orada bir kurşun daha yer. Müfrezenin başındaki çavuşlar sadece ses veren tabancalarıyla ateş etseler de bu gericileri daha çok cesaretlendirir. Kendilerine kurşun işlemediğini sanan grup bunu da propaganda çağrısı haline getirir. Ellerinden bir şey gelmeyen çavuşlar da bu sırada kaçar. Bunun üzerine Derviş Mehmet hala hayatta olan Asteğmen Kubilay';ın başını keser. Bu olaya bazı Menemenliler alkışlarla ve tekbirlerle 
destek verir. Kana susamış gerici grup, Asteğmen Kubilay';ın kesik başını bir sancağın sopasına bağlar ve nidalarına devam eder.
Olay yerine koşan Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki';de açılan ateş sonucu öldürülür. Daha sonra askeri birlik olay yerine gelir ve teslim olun çağrısı yapar. Fakat kendilerine kurşun işlemediğini düşünen gerici grup teslim olmayı kabul etmez, çatışma çıkar. Derviş Mehmet ve birçok kişi ölürken bazı isyancılar kaçmayı başarır. Böylece isyan sona erer.
Menemen isyanında Atatürk';ün verdiği tepki de oldukça sert olmuştur. Olayı ilk duyduğunda bu bölgenin haritadan silinmesini emreder fakat daha sonra fevri kararını geri çeker. Atatürk';ün, 28 Aralık 1930 tarihli orduya gönderdiği başsağlığı telgrafında, “Mültecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen';deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” yazar. Şehidimiz ışıklar içinde uyusun

( Kubilayı Rahmet İle Anıyoruz başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 26.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu