Fatma Halam İçin İkinci Yazı
19 FATMA HALAM İÇİN İKİNCİ YAZI
09.04.2014
Hiç şikayet etmedi. Hep ''iyiyim'' dedi. İnlerken bile, sancı içindeyken bile.
Doktora gitmek istemiyordu. Sancıları dayanılamayacak noktaya gelince kabul
etti, ama doktordan bir şey beklemedi. Yaşamak istemiyordu artık. Bu belliydi.
Yalnızlık ve kimsesizlik belini bükmüştü. Hayattan zevk almıyordu.
Kocası öleli beri iyice garipleşmişti. Aslında çocuksuzluk belini bükmüştü.
Evlatlık almak istedi. Her defasında hayal kırıklığıyla karşılaştı. Beni
evlatlık almak istedi, kayınbabası karşı çıktı. En son eltisinin kızını aldı.
Bebek denecek yaştaydı evlatlığı. Ona baktı. Bezledi, altını temizledi. Büyüttü.
Ama ne oldu? Büyüyüp kendisini doğuran ama evlatlık veren annesini tanıdı. Onu
büyüten, ona sevgisi ve emek veren anneliğini reddetti. Bu ona vurulan son
darbeydi. Onu evlatlıktan çıkardılar.
Bir Ayvaz, bir Köroğlu tekrar o eski yalnızlıklarına döndüler. Dostlarına
dayandı, erkek kardeşlerine dayandı. Ayakta kalmayı sürdürdü. Köye göç etti.
Kayınbabasıyla kayınvalidesinin esaretine girdi tekrar. Onların son
yıllarında yanlarında ve hizmetlerinde oldu. Kendisini horlayan bu ihtiyarlara
'öf' bile demedi. Kocası siyasi faaliyetlerle oyalandı, O ev işleriyle. Tarla yaptı,
hayvan besledi, bahçesiyle oyalandı. Tavukları vardı, onları seviyordu.
Köy hayatına alışmıştı. Zaten köylü kızı değil miydi? Ahretliği de köye
göçmüştü. Komşu olmuşlardı tekrar. Komşularıyla ünsiyet etmişti. Bizden de
ümidini kesmişti. Geçmişte Enişteyle atamızda geçen bazı olaylardan dolayı
evlerine gidip gelmiyordum. Bu olayın yanında siyasi görüşlerimizde de
farklılıklar oluşmuştu. Bu da bizim o eski muhabbete geri dönmemizi
engelliyordu.
Aradan görüşüyorduk ama eski muhabbetimiz yoktu. Bayramlarda karşılaşıyor,
bayramlaşıyorduk ama eski sevgi ortamı oluşmuyordu. Gidip gelmemiz yoktu.
Başlarından kaza ve büyük hastalıklar geçirmişlerdi, haberimiz olmamıştı.
Kocası emekli olmuş, marangoz dükkanını kapatmışlardı. Makinaları köydeki evi
dışında bitişiğe kurmuşlardı. Anlaşılan ara sıra hatır için bir şeyler
yapıyordu Enişte.
Giderek bu faaliyetleri de yapamaz olmuştu. Camiden eve, evden camiye gidiyordu.
Halamız evde ona hizmetkardı. Küçücük evde yaşıyor geçinip gidiyorlardı.
İbadetlerini aksatmıyorlardı. Komşuluk ilişkileri devam ediyordu.
Hayvanlarını bırakmıyorlardı, bu yüzden gece yatısına misafirliğe
gidemiyorlardı. Büyükbaş hayvanı elden çıkardılar, ama tavukları vardı
kümeste, bu sefer kümes onları bağlıyordu. Onları da tasfiye ettiler.
Bu kez kocası hastalandı. Uzun zaman hafif ağrılardan şikayet ediyordu,
doktora gitmiyordu. Sonunda göbeğinden çıkan, fıtık zannedilen bir çıkıntı nedeniyle
hastaneye gitti. Kanser teşhisi konuldu. Ameliyat edildi, ama geç kalınmıştı.
Çok sürmedi dar-ı bekaya gitti. Ona üzülmedi ama yalnız kalmıştı.
Bu yalnızlığa 6 yıl katlandı. Sonra yeğenlerinden birinin ısrarıyla erkek
kardeşlerinin yanına gitti. Onlar da uzun süre tutamadılar onu. Gelinlerin onu
yük kabul etmesi ve hastalıklarını bahane etmeleri, onu istenmeyen kişi haline
getirmeleri sonucunda ortada kaldı. En son Abim sahip çıktı . Önce kendisi
üstlendi, bakımı sonra oğluna verdi. Sonradan Annemle birlikte kalmalarına karar
verildi. Annem de bir müddet sonra ona olan sevgimizi kıskanarak istemedi onu.
‘götürün onu buradan' dedi. Tekrar kardeşlerine gitti. Bu evden eve gitmek , her gittiği yerde sığıntı olmak üzüyordu onu. Kış günü kalorifer
olmayan evlerin soğuk odalarında yatmaktan cigerlerini üşütmüş, sürekli öksürmeye
başlamıştı.
Ahmet Kemal
(
Fatma Halam İçin İkinci Yazı başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
26.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.