Eğitimde Şekilcilik Ve Öz
Eğitimde Şekilcilik ve Öz
koyma edimlerini hatırlatalım.
İşte ülkeyi ve insanını dört bir yandan kuşatan bu devrimci(!) güçler özellikle
eğitimi büyük bir kıskaca almış, onu sıktıkça sıkmış, özden yoksun şekilci bir
yapıya mahkum etmekle beraber, ahlaken tefessüh etmiş, inanç olarak ateizme ve
anarşizme uzanan bir çerçeveye sokmuştur.
İşte bu şekilci eğitimin ilk göze çarpan tarafı kılık kıyafette olmuş,
devrimlerin en baskın yanı olan bu alan eğitimde de hiç mi hiç ihmal edilmeden,
asla en ufak bir taviz verilmeden sürdürülmüştür.
Öyle ki bu şekilcilik özü belirlemiş, hatta boşaltarak, büsbütün kaybedilmesine
yol açmıştır. İşte bu günkü eğitimin hali pür melali budur. Her sabah soğuk
sıcak de4meden andımızla içeri gir o yetmez her hafta başı hiçbir şey
anlamadan, mana ve ruhuna nüfuz etmeden İstiklal marşı okuyarak derse başla ve
bir hafta koyu bir ezberci eğitimle düşünceden araştırmadan yoksun, sentez
yeteneğinden yoksun bırakılmış slogancı bir gençlik yetiştir, akşam eve gidip
dizi uydusu olsun sabah okula geç yatmışlığın mahmurluğuyla uykusuz ve aç
gelsin, kantine giderek ünlü fast foodlarla saldırgan hale gelsin. Sonra varsa
yoksa dövüşmek.
Dersleri dinlemek, öğretmene ders yaptırmamak, dersi kaynatmak, öğretmenle
dalga geçmek ve sınavlarda kopya çekmek en büyük marifeti olan bir gençlik.
Şimdilerde internet aptalı olmakta yarışan ya da kendini çeşitli zevklere, kız
erkek arkadaşlığına adamış zavallılar kitlesi. Elde edilen sonuç budur. Aslında
amaçlanan da buydu ve iç ve dış şer güçler uşaklarıyla birlikte bunu
başardılar.
Bu gençlik ülkedeki muhtemel bir milli uyanışa karşı yetiştirilmiş, işgal
ordusudur. Gerek 10 yılda bir kalkışılan askeri darbelerde, gerekse milli
oluşumlara karşı yapılan kalkışmalarda hep bu gençlik kullanılmıştır. 60
ihtilalinde, 12 mart ve 12 eylül hareketlerinde kullanılan kitle maalesef bu
kitledir ve dış güçlerin içteki işbirlikçileri tarafından eğitim sistemi
yoluyla yetiştirilmişlerdir.
Formalarla tek tipleştirilen bu kurşun asker ordusu istediği zaman harekete
geçirilmekte, milli uyanışlara karşı eyleme geçirilmektedir. Öncelikle gitgide
minimini hale getirilerek çıplaklığa ulaştırılan kız öğrenci kitlesi erkek
öğrencilerin tüm motivasyonunu bozarak eğitimin dışına itmiştir.
O halde ne yapılmalıdır? Öncelikle bir çırpıda bu kılık kıyafet tekliği
kaldırılmalı, her türlü hayali korkuları aşarak serbestliğe gidilmelidir.
Öncelikle eğiticilerde başlamalı bu değişiklik. Sonra bu özgürlük öğrenciye
sağlanmalıdır. Böylece eğitimde şekilden öze doğru ilk hareket başlamalıdır.
Sonra eğitimde ezbercilik kaldırılmalı, öğrenciler tek tip eğitime maruz
kalmaktan kurtarılmalıdır. Her öğrenci kendi yeteneğine göre yetiştirilmelidir.
Sınavsız, salt üretime yönelik, yetenekleri ortaya çıkarıcı, geliştirici
eğitime yol açılmalıdır. Kitap okumayı özendirici, öğrenmeyi, araştırmayı,
bilgilenmeyi, bilgiyi yaymayı adet edinen, tartışmacı, doğruyu arayan, düşünen
ve düşündüren bir eğitme doğru yol alınmalıdır. Öncelikle bu eğitimi
uygulayacak kitle ele alınmalı hizmet içi eğitimlerle onların sisteme
uyarlanması sağlanmalıdır.
Okullarda branş sınıfları oluşturulmalı, öğrenciler öğretmen materyalinin bolca
bulunduğu bu sınıflarda eğitim almalıdır. Teneffüslerde zil sesiyle
komutlanmayan, saati gelince derse şevkle koşan, vakti gelince teneffüse çıkma
bilincinde bir öğrenci oluşumuyla işe başlanmalıdır.
Bütün bunlar için eğitim üzerine düşünen kişiler bulup bakanlıkta etkin mevkie
getirilmeli, eğitim fakülteleri, yeni eğitim yöntemleri araştırmalarıyla
ülkenin ufkunu açmalıdır. Ayrıca bu eğitim fakülteleri birer deneme lisesi
açmalı, tüm akademisyen uzman desteğiyle eğitim sistemi projelerini burada uygulayarak
aksayan yanlarını bulup düzelterek, diğer istekli okullara yaymalıdır. Batıda
yapılan budur ve dünyanın diğer ülkelerindeki eğitim sistemleri de
araştırılarak yeni projeler geliştirilmelidir.
İşte yapılacak olanlara ait ilk düşünceler, varsayımlar bunlar. Sınavların
yalnızca test olanlarının değil,yazılı olanlarının da olmadığı bir medrese
sisteminin çağdaş bir uyarlaması düşünülmeli, öğrencinin bilgiyi daha sonra ket
vararak unutacağı yazılı sınav sistemi yerine. Öğretmenle birebir eğitim ve
sözlü geri dönütleri proje çalışmaları yeteneksel üretimlerle bir sonuca
ulaşmaya çalışılmalıdır.
Böylece hayatla daha fazla içi içe bir eğitim için gerekli araştırmalar
yapılmalıdır. Hülasa bu alanda yapılacak binlerce alışmaya ihtiyaç var, ayrıca
bakanlıkta bu iş için oluşturulması gereken uzmanlar kuruluna. Bu kurul yapılan
araştırmaları özetlemeyerek şuralar düzenlemeli bu şuralarda eğitim kitlesinin
konu üzerinde fikir alış verişi sağlanmalıdır.
Ahmet Kemal
0
(
Eğitimde Şekilcilik Ve Öz başlıklı yazı
EDİP GÜL tarafından
8.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.