Zemheriler ağartır yıldızların şavkını
Gönlüm hemhal olmadan demlenmez şur-u saye'de
Bir güneşin gülüşü sanki, ruh-u revanda
Dağlamadan sevemez kalbin kalbimi
Ürperir kuşların kanadı göğe uçamamaktan
Nöbet tutar yokluğunda gözleri kırlangıçların
Gönlüme açılan son kapıdır varlığın
İçimdeki hüzünlerde dolaşır adın
Kaderi sinemde taşıyan son acı bilirim bu şiiri
Aşamadığım ilk yokuşta takılırım yüreğine
Düşerken nasıl tutunursa geceler soğuk yüzüne
Öyle tutundum zemheri bildiğim gözlerine
Sen benim ikliminde yetişmeyen uçurum çiçeğim
Gülüşü hasretin bozkırlarına vurmuş taze dalımsın
Aşkı aradığın bu iki satırlık sokaklarda
Ben iki kelime içinde seni yaşatırım
Ey kanatları kör, içi sayeye sığınmış mahsun bakışlım
Hevesle bekleyip açar sandığım ıhlamur ağacım
Aşkı parmak uçlarında yaşamak için kurutulmuş taze kır çiçeğim
Beni güneşin güne göz kırptığı seher vaktinde içinde hasret kalınmış sevdiğinde ara
Hoşçakal zemherim, hoşçakal acı güne uyanmış tarifsiz sevincim ..
Hoşçakal
Yazarın
Sonraki Yazısı