DÜNYA OSMANLIYI BEKLİYOR
Dün dünya Osmanlı ile barış ve adalet içinde yüzüyordu, bu gün emperyalist
devletlerin elinde zulüm altında inim inim inliyor. Osmanlı yok edildiği günden
beri adalet dünya yüzeyinden silindi, süpürüldü. Onun yerini sömürü, kargaşa ve
zulüm aldı.
Bu gün tüm dünya o günleri hasretle anıyor ve dört gözle ondan bir işaret bekliyor.
Herkes ve her şey Onu arıyor. Katledilen çocuklar, bombalanan şehirler,
öldürülen masumlar. Filistin, Gazze onu bekliyor, Mısır onu bekliyor, Arakan
onu bekliyor, Türkistan onu bekliyor. Kırım onu bekliyor, Çeçenistan onu
bekliyor, Pakistan, Bangladeş, Hindistan onu bekliyor. Dahası bütün mazlum
halklar, bütün mazlum milletler, bütün masum çocuklar onu bekliyor.
Bu bekleyiş daha ne kadar sürecek kimse bilmiyor. O geri gelecek mi kimse
bilmiyor. İslam dünyası halifesini bekliyor. Sahte İşid halifesinden ağzı
yandı, İsrail’le dost ve işbirliğiyle halifeliğini ilan edecek, zulme adalet
makyajı yapacak sahte kahramanlardan usandı. Dindar görünümlü zalimlerden,
sıkıştığı zaman Müslüman olduğunu iddia eden sahtekarlardan bıktı. Kendini
kahraman ilan eden sahte kahramanlardan, kendini kurtarıcı ilan eden
batırıcılardan bıktı İslam dünyası.
İsrail’in yaptığı zulümlere ses çıkarmayan Arap dünyasının despot ve zalim
liderlerinden gına getirdi İslam dünyası. Batının hümanist yalanlarından nefret
ediyor artık. Bu timsah gözyaşları onu ne kandırıyor, ne acısını dindiriyor.
Aksine acısına acı katan bu dünya karşısında kendi haline yanıyor, yalancı
kurtarıcılardan nefret ediyor. Yahudi güdümlü birleşmiş milletlerden, güçlüden
yana dünya konjonktüründen usandı.
Şimdi kendi haline ağlıyor mazlum milletler. Ölümlerden kanıksadı. Ölmeye can
atar hale geldi. Irak kan ağlıyor, Suriye kan ağlıyor, Filistin kan ağlıyor,
Doğu Türkistan kan ağlıyor, Çeçenistan kan ağlıyor, Myanmar kan ağlıyor,
Afganistan kan ağlıyor, Karabağ kan ağlıyor, Bangladeş, Keşmir, Hindistan kan
ağlıyor.
Dünya top yekun bir adil hükümdar bekliyor. Dünya evrensel adaleti sağlayacak
bir büyük devlete muhtaç. Düşmanın silahıyla silahlanmış, uluslararası
dengeleri gözeten ama adaletten ayrılmayan bir süper gücü bekliyor. Bu güç
Osmanlının yerini alacak, onun boş bıraktığı adalet koltuğuna
kurulacaktır.
Bu güç İslam dünyasını birleştirecek, küfür dünyasını ise top yekun karşısına
almadan adalet terazisini elinde tutacaktır. Her an mazlumların imdadına yetişecek
maharette olacak bu güç. Güçler dengesini iyi ayarlayacak, her türlü yanlış
oluşumun önünü alacaktır.
Bu güç evrensel İslam kurallarını uygulayacak, yalanın ve zulmün saltanatına
son verecektir. Bu güç gizli dünya devletinin saltanatını yıkacak, Yahudi’nin
dünya hakimiyetini sarsacaktır. Tagutların, diktatörlerin, despotların zulmüne
son verecektir bu adil devlet. Bu adil devlet dünyaya barış getirecek,
düşmanlarına bile adaletle davranacaktır. Bu yeni Osmanlıdır. Ve bunun merkezi
İstanbul, mekanı Türk devletinin sınırları olacaktır.
Ahmet Kemal