Kendini kaldırıp paris berlin civar dolayları savurur
kötelerse tahta bavul
Tirenlerin çekmekte zorlandığı ağır yükte hıçkırıklara
boğulmuş gönül yarası
Göz yaşı damlası
Elveda yankısı
Ayrılık sancısı ve soğuk damgalı pasaport
Geceli gündüzlü Kedere vererek hali vaktin osunu
busunu
Sürüm sürüm süründükten sonra
Sınırlarına dayandıkça sinir uçlarına basılmış aksam
ve sekmenlerin
Bobindi siboptu kayıştı makaraydı demeye kalmayan
Saymadıkça hatırlamıyor artık rakkamları yüzleri
toplum
Bunu böylece bilen nagihan magihan
Ötede beride nagihan magihan
Saksının ilerisinde nagihan , mikrofonun tepesinde
nagihan
Lokantada nagihan
Terminalde nagihan
Kuş konusunda nagihan, börtü böcek meselesinde nagihan,
bulgurda nagihan
Konsoloslukta nagihan, toprak hattında nagihan,
Dışarda nagihan içerde nagihan cerrah usturasında
elektrik çarpıntısında nagihan
Kayıp seste nagihan, döner dolapta nagihan iplikte
nagihan iğnede nagihan
Aklının sınırını şaşırmış toplum önünde nagihan, her
başlıksız konuda
Bir o tarafa
Bir bu tarafa
Paydossuz tenefüzsüz bir mesainin medya marketinde
nagihan,
Çevrili dört duvar tezgahının ötesinde nagihan
Arkadında nagihan
Berisinde nagihan manzarasında mutfağında nagihan
Camda çerçevede nagihan hem de pek çok benzeriyle
gırla
Hem de tomar tomar
Hem de avuç avuç
Kuşam kuşam
Çuvallla kantarla şinikke seklemle uruplayla
Hem de torba torba
Balya balya
Deste deste
Batman batman
Her an her saat her hususta kafa karışıklığı
çalkalayıp kurcalayan zihin bulanıklığına
İsmini çağırıp cismini anmadığın her dakkada nağıhan,
Her hatta nagihan her devrede her cğmbüşte nagihan,
her konduda nagihan
Hem de tiren tiren , vagon vagon gemilerle ve
gemiciklerle
Kaplanmış cilatinli süslü kapakları gibi hayatın ihmal
ettiği bütün boşluklarına,
… hem pansiyon hem uzman
Her yerde her marketten nagihan…
Seyfi Karaca….. Mart / 23