Hava iyiden iyiye bozuyor
Esastan görülen dava
dosyasi emsaline
Otururken ve yatmadan önce
odun yüklüyor sobalarina bozkir
Yamaclarin rengi uzaklara
bürünüp boyaniyor
Dönen gün kallese ortak
Elinden sevinci ve tutkusu
alinmis yokluklar gibi
Durgun süzgün
Kayiklar sonbahar
meyhanesine agir ahestededen müsterek ,
Sokaklarini bögrüne calan insan
hanesine hoyrat sökünler doluyor
Kalin duvarli icerilere cekilip
kapaniyor
Hüzünlü kirmenler dokuyarak
caddelerden gecen güz mizikasiyla
Basi kalabalik köprüler
Karanligin icinde kendine
yol bulmakla debelenen tüneller
Silkelendikce sarsiliyor Ekim
Metropollere yalnizlastikca
büyüyor aksam eve dönüslerini usuul usuldan
Binalar arasindaki ikindi
cocuklarina buruk bakarak yorgun argin percereler
Konan mesafeler arasina
daha cok soguk yeller giriyor
Üstüne anlasilmaz bir
gariplik cöken dünyanin
Ve parklar üsüyor ve dalinda
tutunamayan kiragi calmis meyveleriyle
Cansiz bedenini topraga
suya dereye daga düsüren yapraklar
Kalarüferlerin düsük ayarlari
soguk aylar süresince kücük büyük insanlarla bir olup
Yapisi yikilmis mutlulugun kücük
büyük odalarinda gün gecirmeye
Savusmus gitmistir tramvay tiren
Yagmurlu duraklar olmustur
sonbaharin sigmayan kucaklarinda otobüs beklerken
Gecmistir artik bal mevsimi
gül bahcesi
Yadigarligini hoscakal mirasinda bahtiyar ederken
Seyfi Karaca…………Ekim / 24