Bu bakimdan adandigi bagli
güdümlü kuyrukculuk eden militanliga dair
dolguya getirilmis veya dolgulanmis kavga nizah kutuplasma ve polomik catistiran siyasi söylemli fanatiklikle
bulasip uzlasmaz araiklardan dokunuslar yapmak tümüyle ve tamamen benimle karsi
duran zitliktir. Tüm yazip paylastiklarim
hatta tam da bütün sakincasi belasi kiri zehri ve arizasinin buralarina
dikkat cekmek ve burayi isaret etmektir.
Yasayarak deneyimlediklerimden inandigim
bildigim onurlu saygin kararli duyarli ilgili bilgili ve kisilikli dogrular
adina Türkiye, Dünya, Atatürk Insanlik ve Türklük deger kiymetlerine duydugum
hassasiyetle buralardayim.
Atatürk, Türklük, Insanlik
ve Dünya degerliliginden bakip yaklasinca toplumsal hayatin gününe güncesine iliskin bütün olumlu veya
olumsuzluklarini tanir bilir görür duyar ve kayitsiz kalamaz karakter sahibi
kisilikli insan. Ben de tam da bu sebepten bunlari yazip paylasmaktayim. Eger
ki Atatürk`ü yazamayacaksam ne isim var buralarda. Bu kutlu eksen disinda buldugu
yolu oldugu iddasiyla bildigini
gördügünü tanitima sunanlaraysa, en acik yüreklilikle ve samimi yaklasimla baktim
irdeledim destim didikledim, katilmasam
bile ifade özgürlügüne saygi duydum.
Bundan haric siir edebiyat
mi..? „ agliyorum emmi, yaraliyim emmi, ölüyorum emmi, emmi beni birakma ne
olursun emmi, hicranlardayim emmi, körkütük kötürümlere düstüm yuvarlandim emmi
beni bana birakma emmi veya imami azam vilayeti fizan…“ gibi gibilere hep
birbirinin tekrarindan olma bitme sanrilar ve duygusal calkantili girdaplar kendi
disinda hicligi duymama sartiyla kapali bir fanusun icinde burda ötede her
yerde, kibir taklitciligi kendinden menkul sekilci hayalimsileri birbirine
bagli ve birbiriyle nispetlesen karabasan hezeyanlari halinde, lafin sözün dörttarafindan
ezbere cigirtkanlik edip cirit atmakta
iste…
Zaten her konu basliginda
oraya dokunma, buraya ilisme, ötekine karisma, kendinle ilgilenme, toplumla aynilasma
diye diye, hayatin bütünlügünü bozup,
yagma yikimlarini en kivamli kabulde hic bir duyumu iliskisi bagi iletisimi
cesareti sorgulamasi ve aidiyeti olmayan; magazin afyonuyla yetinip yutkunarak
her türlü bozulmusluga davetiye cikarici kifayetlenmeyi dayatan ; ve her sartta birbirine iliskin sinirlari
gecilmez yasamsal baglardan kodlama ve katagorize olmaya yilginlasmis berbat
olmusluguyla, isztisnasiz hepimizi en cok akil fikir duygu düsünce baglaminda kisinin
itirazi
duyarliligi ve tepkisi yerli yerindeki sanat
bilgi özgürlük cesaret duygu düsünce akil fikir söz yazi ( toplaminda siyaset )
ulasim iletisim sevgi saygi gibi tüm degerler bütünülügüyle varlik gösterdigi hassasiyetiyle
herkes kendi kendisine hor görülüp
yasaklanmakta. Bu sayede de burayi bu vakkumlanmis esaret deposunda saglayip
Tüketim Günlügüne mecbur mahkum ve mümkün kilanlar, kendilerinin hepimize
sinirlayip yasakladigi her hayati damardan ( siyaset dahil) sinirsiz sorgusuz
serbestlikte girip algimizi ilgimizi zehirleyerek ülke devlet toplum ve cümle
degerlerimize dair sürekli korkuyu güvensizligi belirsizligi ve ardi arkasi
kesilmedik felaketleri güncelledikleriyle talan tarumar etmedikleri hic bir
kutsalimizi ve mahremimizi birakmamaktalar
Hic bir özgünlügü olmayan,
üretken bagimsiz özgür emek deneyim katki irade ve idrakla ve hic bir gercekligi olmadan birbirine yaslanmis
ayni sav ve söylemli gurupculugun bana en yakin söylemlerde dahi olsa, beni
bogan bunaltan yozlasmislik lackaligiyla en rahatsizlik duydugum seydir.
Bu bakimdan kimseyi
ötekilestirmeden, ön yargisiz, pesin hükümsüz, kendi yordugum gördügüm bildigim
ve taniklik ettigim aklim fikrimle bana temelden ayri ve ters gelenlerin- tipki burasi gibi- kendini ifade etme
özgürlügüne hic erinip gocunmadan farkliliklari gösteren toplum aynasinda kendime de disardan bakmanin,
yüzlesebilmenin, görmenin, duymanin yapici ve katkisini sunan karsilikli tanisip
ögrenmenlerindeki sonsuz kivanciyla ve
büyük bir mutlulukla, saygi duyarak anlar dinler vaziyet alirim.
Burda bulundugum sürece
bütün buralara sorumluluk duydum, sözün yazinin ve paylasmanin en incelerinden
derleyip toplayarak yordum yazdim. Her yer herkesi sonuna kadar tasiyip
katlanma mecburiyetinde degildir elbette. Bazi haller ve durumlar onurlu
kisisinden daha fazla sorumluluk alip zemini tasimayan yerden kendine yol
göstermesi gerekir.
Bu sebeple ne kirilarak ne
de incinerek bu yazdigim ve paylastigim son satirlarla bir daha hic bir
paylasimda bulunmamak üzere ve burada yorulan degerli emeklere SIKINTI verici
kurallari zorlayici yahut zaten hasta sayri kendi can derdinde olanlariyla,
kendi hayati önceliklerini kenara koyma pahasina hem burayi hem de benim
gibilerle ugrasmayi kendini yoran sevgili yönetici insanlari daha fazla zora
düsürücü, zoraki katlanmalara mahal vermemek adina ( aslinda belki coktan
beriye hayli gecikmis bir kararla ) ayrilip kesin uzaklasiyorum Edebiyat Evi`nden.
Yazdiklarimi alinganlik
edip sökmüyorum simdilik. Ilerleyen zamanlarda anlamsizlastikca ugrar bakar
bosaltirim. Site yönetimi diledigi gibi paylastiklarimin tümünü ondan evvel de
silip üyelik islemlerime son verebilirler. Basta Adem Elifofglu kardesim olmak üzere emeklerini
esirgemeden burdaki degerli bulusmalari mümkün kilan ( ki EDEBYAT EVi, hic bir
yerde olmadigim kadar yakin, sicak, dogal ve samimi selamlasmalarima da sebep, bana
göre en edebiyatlasmaya dair degerliler arasinda ilk siralardadir ki) bana tahammül edip katlanan herkese sonsuz
tesekkürü borc bilirim.
…lafin daha ötesi siirin
hakkiydi her daim…