DİP DALGA İLE GELEN SESSİZ DEVRİM
Bu ülkede son asırda iki devrim yapıldı. Bir yıkıcı, tahrip edici, Türk’ü ruh kökünden koparıcı devrim; diğeri bu devrime karşı sessiz ve derinden bir dip dalgası gibi gelen İmam Hatip Okullarının meydana getirdiği devrim.
Birinci devrim dış güçler tarafından planlanmış ve büyük bir senaryoyla kurgulanan devrimdir. Ülkemizde en büyük yıkım ve tahribatı gerçekleştirmiştir. Bu tahribat gerek inanç, gerekse onun yansıması ahlak alanında yapılmış, toplum cebri bir hareket ve dayatmayla dönüştürülmüş, metamorfoza uğratılmış, tahribat ve yıkımın en büyüğüne uğratılmıştır.
Şimdi içimizde teist, ateist, LGBT, gibi birey ve topluluklar ortaya çıkıyorsa bu yıkıcı devrimin sonucudur. Ensest ilişkilere varan tefessühün nedeni bu ahlaki yozlaşmanın eseridir. Bugün yalan, riyakârlık, dolandırıcılık, sahtekârlık alıp başını gitmişse bu maddecileşmenin sonucudur.
Ancak bu devrimin tahribatını Said-i Nursi, Necip Fazıl Kısakürek vb. önderlerin işaretiyle oluşan halk bilinci İmam hatip okulları hareketini oluşturmuş, bu dip dalgası Erzurum üniversitesiyle akademik hayata kanat açmış, kısa zamanda devlet kademelerine doğru yol almıştır.
İşte Erzurum Üniversitesi bir anlamda Said’i Nursi’nin Medrese’t-uz Zehra’sını oluşturmuş, gerek Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’su, gerekse Sezai Karakoç’un Diriliş hareketi, Nurettin Topçu’nun Hareket dergisi çevresindeki oluşumlar derin bir dip dalga oluşturmuş, İmam hatip Okullarıyla mekân bulmuştur.
İşte bu sessiz devrimin billurlaştığı mekândır Erzurum Üniversitesi. Devlet yürüyüşün adıdır, büyük Doğu’nun doğuş mekânıdır, Diriliş ’in başladığı ortamdır. İşte şimdi bu dirilişin ilk işaretlerini görüyoruz. Birbirlerine olan bağlılıklarıyla, oluşturdukları birliğin gücüyle, misyonlarının verdiği enerjiyle yepyeni bir kalkışın, bas’ül_bad’el mevtin, dirilişin ortamının oluştuğunu görüyor, bu dirilişin verdiği hazla coşku içinde geleceğe umutla bakıyoruz.
Benim İmam hatipli olarak bir teşehhüt miktarı bulunduğum bu ortamdan şöyle veya böyle kopamadığımı söylersem yalan söylemiş olmam. Kim olursa olsun bu dalgadan etkilenmeyen kimse yoktur.
Bu dip dalgasının akademik ortamını oluşturan Erzurum Üniversitesi bu ülkenin talihli bir yanıdır. Bu ülkenin küllerinden doğuşunu müjdeleyen kadrolar buradan devlete yürümektedirler. Kutlu bir yürüyüş başlamıştır.
Bu yürüyüş inşallah hedefine varacaktır. Siyasi alanda gerek Menderes, gerek Erbakan, gerek Özal ve Erdoğan hareketleri bu devrimin su üstündeki dalgalarıdır. Bu dalgalar kalıcı eserler bırakacak, büyük ve sessiz devrim hedefine ulaşacaktır inşallah.
Şuurlu kadroların devlete yürümesi, onu ele geçirmesi, gelecek nesilleri ahlaki bir eğitim sürecinde oluşturması bu devrimin başarıldığını gösterecektir. Bu sessiz hareketin durum muhasebesi yaptığı toplantıların ne kadar zaruri olduğu bir gerçektir. Bu vesileyle iyi dileklerimi iletir, katılan herkesi bu büyük yürüyüş adına kutlarım.