Hangi karanlık ki, aşikar aydınlığı boğabilir de, gören görmeyeni bir edip, aydınlığa çıkartmak istercesine, nilüferler gibi köklerine indirir. Hangi ayak ,karanlıkta kalıpta, öbürü başa değip, aydınlığa ulaşır.
Gençliğin köklerinde ,o karanlık duyguların ,bir nilüfer gibi, aydınlığın gözlerine bakmak için, bir basamak oluşturması ,diğer basamaklara ulaşmanın ilk adımı sayılır. Dünyamızın bozuk fikirlerin karanlığından, çamurlaşmış bir nilüferin, o kokuşmuş suların üstünde, narin yaprakları nasıl göz alıyorsa, bu zamanın genci de, bir nilüferin o umut taşıyan duruşunu önek haline getirmesi gerekir.
Karanlık her güneşi doğurduğunda, doğmayacak güne, nilüferler gibi köklerini suya verip, karanlıkta ışık olmaktır. Işığı güneşte aramak yerine, içimizdeki sonsuz ışığına kulak vermek, içimizdeki yeni yeni açmak üzere olan o nurun vecdin de kendimizi bulmak, sonsuzluğun kapısı halinde olan insanı açmak, sonsuzluğun ebedi kokusunu duymaktır.
Dünyamız da ne kadar bozuk fikirler olsada teslimiyet ve samimiyet üzere Allah’ın büyüklüğünü dıştan içe taşıyıp bu bozuk fikirlerin üstünde açmak, rengârenk yapraklarını, kokusuyla süsleyip, karanlığa bile umut olmaktır. Tıpkı Hz. Meryem’in karanlık fikirli kilise alimlerine, kucağındaki ışığı gösterip, nilüfer gibi susması , Hz. Yusuf’un karanlık fitnelere sabredip, zindan da İslam ışığını yayması, Ashâb-ı kehfin zulmün diyarında bir avuç genç olarak, kokusunu asırlar boyu yayarak, gençlere en güzel örnek teşkil etmesi, modernizmin kültür haline gelmiş, dünyamıza ışığını hala tutmaktadır.
Çamurun, beklide iliklerimize kadar girdiği ahir zamanda, çamura aldanmayıp ,bir nilüfer gibi açmanın, susayan gönüllere ilaç olarak, bataklığın içinde açmış binlerce nilüferin, asırlar boyu yaydığı umut ışığı yüreklerimizi ferahlatacaktır.
Sayısız onca bozuk fikirler, ne kadar iliklerimize kadar girmiş olsada , zarif ve göz alıcı nilüferin oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Sadece bir nilüfer gibi yılmadan çamurun içinde göz alabilmeyi, kokusuyla büyülemeyi başarmaktır.
(
Nilüferin Ayak Sesi başlıklı yazı
Keşkül tarafından
18.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.