BİR MİLLET DİRİLİYOR
Bu millette bir şey var diyorum. Şair bir şey var Allah''ım bu toprakta diyordu. Ben de diyorum ki bu milletin toprağında kutlu bir işaret var. Her karışı kanla yoğrulmuş bu toprağın. Anadolu, Çanakkale, Kafkaslar, Filistin, Yemen, Balkanlar, Irak, Cezire, Arabistan her karış toprağı şehitlerin kanıyla yoğrulmuş.
İşte bu şehitlerin kanıdır ki bu gün döküldüğü toprakta filizleniyor, o filiz büyüyor, büyüyor, dal budak salıyor, çiçeklenip meyveye duruyor. Var Allah''ım bir şey var toprakta diyor şair; ben de: ''Var Allah''ım bir şey var bu toprağın insanlarında''. Diyorum.
İşte bu gün bu kutsal ruh kendini gösteriyor. Bize işaret veriyor. Ben hala o topraklardayım ve yaşıyorum diyor. Onlara ölüler demeyin belki de onlar diridirler. Buyuran Allah bize o hakikati haber vermişti zaten Kutsal Kitabı''nda.
Bu ölü sanılan ruhun yeniden canlandığına tanık oluyoruz bu gün. Bu diriliş ilk emarelerini vermiş, toprağı çatlatan tohum gelecek umutlarını tazelemekte. İslam ümmetinin son iki asırdan beri yeniliş ve yıkılış devresinin sona ermeye başladığının ilk işaretleri bunlar.
Yeni Roma''nın Osmanlı''yı parçalayıp yok etme denemesinden sonra bu silkiniş ve kalkış hareketi dirilişin ilk ışıklarını yakmaktadır. Bu ışıklar henüz kendini göstermeye başlamış, Yeni Roma''nın bütün yok etme çabalarına karşın önlenemez yükseliş başlamaktadır.
Bu yükselişi önlemek için iki asırdır yapmadık şey, çevirmedik entrika bırakmamıştı Yeni Roma. Kudüs''te Roma''yı yenilgiye uğratan Selahaddin Eyyubi''nin ruhu yeniden boy göstermekte.
Yeni Roma''nın korkusu ta öncelerden beri buydu. Hristiyan Pagan imparatorluğu Yeni Roma en büyük düşmanı olarak İslam''ı görüyordu. Onu yok etmek için her şeyi yaptı. Ama o ruhu öldüremedi. Bunu çok istiyordu ama yapamadı. Önce onu dönüştürmeyi denedi o. Hristiyanlığı dönüştürerek paganlaştıran putperest Roma yeni versiyonuyla İslam üzerinde de aynı deneyi yaptı ve yapmakta hala devam ediyor.
Aslında Yeni Roma ezeli ve ebedi düşmanı Hak dini yok etmeyi çok isterdi. Ama bunu hiçbir zaman bunu başaramayacağını biliyordu. Onun için onu yok etmek yerine hep dönüştürmeye çalıştı. Bu dönüştürme aslında bir metamorfozdu, yani bir bozma çürütme denmesi.
İslam''ın ilk günlerinde müşriklerin yaptığı gibi paganlaştırma, ilahi olanı bozma, şeytanlaştırma olarak görülmekte. Garanik kıssası bunun en bariz örneği olarak İslam tarihinde yerini almıştır.
İşte İslam''ı bekleyen ilk tehlike de budur. Bu gün İslam''ın dirilişinde en büyük engel de sureta hak görünen bu saptırıcı yönelişlerdir. İslam''ın dirilişinde ne büyük engel de budur. Bu gün ilk ışıklarını temaşa ettiğimiz dirilişin önündeki bu en büyük engel ve handi-kapı iyi bilmek ve ona yönelik önlemleri en güzel bir şekilde almak zorundayız.
Ahmet Kemal