‘ Ve vaki olacak ki, kovalanan ceylanlar gibi ve toplayanı olmayan koyunlar gibi herkes kavmine yönelecek ve herkes memleketine kaçacak, ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek, tutulan her adamın kılıçla düşecek, yavruları gözler önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek.’(İşaya-Bab:13 Cümle 16)
‘Yavruları yere çarpılıp parçalanacak. Ve gebe kadınların karnı parçalanacak.’ (Hoşea-Bab: 131 Cümle:16)
‘Onları kasaplık koyunlar gibi ayır. Ve öldürme günü için onları hazırla.’ (Yeremya-Bab: 13 Cümle:16)
‘Ve onlar gömülmeyecekler. Toprağın yüzünde gübre gibi kalacaklar. Leşleri de yerin canavarlarına ve göklerin kuşlarına yem olacaklar.’ (Yeremya-Bab:26 Cümle:4)
Bütün bu ayetler Yahudilerin Siyonist’çe düşünce ve niyetlerini ortaya koymakta, muharref Tevrat’ın insanlık alemine bakışını ortaya koymaktadır.
Yahudilerin bu İsrail’in kuruluşundan bu güne Filistin’de yaptığı zulümleri açıklamaktadır. Bu öğretiler bu tür zulümlerin günah ve yasak kapsamında değil sevap ve emir kapsamında olduğunu düşündürmekte, Yahudileri bu tür zulümlere koşullandırmaktadır.
Dünya üzerinde başka dinin mensuplarına zulüm yapmanın ibadet, emir ve sevap telakki olduğu başka bir din ve öğreti yoktur. Deir Yasin, Sabra ve Şatilla katliamları bu zulümlerin en korkunç örnekleridir.
Kendilerini seçilmiş millet, Allah’ın dostları ve akrabaları sayan bir topluluk. Kendilerine çok peygamber gönderilmesini ayrıcalık sayan Allah’ın sevgilileri olduklarına ve cehenneme hiç girmeyip yahut çok az girip doğrudan cennete gireceklerini, cennetin yalnız ve yalnız onlara tahsis edilmiş olduğunu, oraya başka kimsenin girmeyeceğini, diğer insanların insan değil hayvan, yahut onların hizmetini görmek, onlara hizmet etmek için yaratılmış varlıklar olduğuna inana bir milletle karşı karşıyayız.
Bu sapık öğreti kendilerinden başkalarını gereğinde öldürülebilecek, mallarının gasp edilmesi meşru yaratıklar olduğunu telkin ediyor. Her türlü hilenin, aldatmanın, yalanın ve ihanetin meşruluğu esasına dayanan bir öğreti bu.
İsrail devletinin Tanrı’nın Yahudilere va’d ettiği kutsal krallık olduğu kanısındadırlar. Bu kutsal krallık dünya hakimiyeti için planlanmış, ahiret öğretisini sıfırlamış, dünyevi bir hayat için öngörülmüştür.
‘ Ve her kim Allah’ın Rabbe hizmet etmek üzere orada duran kahini ve hakimi dinlemeyerek küstahlıkla davranırsa o ölecektir.’(Tesniye 17/2) bu ayet te gösteriyor ki Yahudilere göre herkes köle ve hizmetçidir. Aksi olur da köle olmayı reddederse ölmeyi hak etmektedir.
Şimdi biz son İsrail katliamında söylenenleri bu ayetlerin ışığında daha iyi anlayabiliriz. Aslında bunlara ayet demek de doğru değil. Çünkü Allah’ın ayetleri değiştirilmiş, sapkın kişilerin sözleri muharref Tevrat’a yerleştirilmiştir.
Kuran-ı Kerim bu hususu şöyle açıklamaktadır: ’Halbuki onlardan bir zümre vardır ki Allah’ın kelamını dinlerlerdi de anladıktan sonra bunları bile bile değiştirirlerdi.’ (Bakara- 75)
İşte bu gün bu tahrif edilmiş kitabın ve ondan daha kötü yorumu Talmut’un öğretileriyle yetişmiş, sapkın Siyonistlerle karşı karşıya bütün insanlık. Gazze’de olan budur. Dünyanın gözü önünde cereyan eden katliamın nedeni bu sapık öğretidir.