Eskiden her şey daha doğaldı daha bir mutluyduk sanki gibi gelir bana. Son üç beş senedir öyle geliyor... Fotoğraf makineleri ile siyah beyaz fotoğraflar çeker, sonrasında fotoğrafçıya götürür tab ettirir, onları da güzel bir anı olarak senelerce saklamaya gayret gösterirdik...
Ramazanda, oruç tutmayanlar bile varsa, oruç tutan insanlar görüp de nefisleri istemesinler diye sigaraları gizli gizli içer, yediklerini de gizli gizli yerlerdi. Gayrı Müslimler bile bunu yapar saygı gösterirlerdi... Garibanların, fakirlerin her zaman alamadıkları yiyecekleri alıp, onların gözünün içine baka baka asla kimseler yemeye ve yakınlarına yedirmeye kalkmazdı...
Bir de şimdi bakıyorum. Ellerde son moda cep telefonları... Sofraya baksanız bir serçe ve leylek sütü eksik, serçe ve leylek mi dedim, anlayın canım, kuşsütü işte, o eksik sofrada, cep telefonu ile foto çekmeden olur mu? Aaaaaa! Ne kadar ayıp, ne kadar ayıp cep ile foto çekmezseniz... Darılırlar vallahi size misafirliğe yemeğe gelenler... O fotoları, eşe dosta akrabaya göstermeseler çatım çatım çatlarlar... Ha bu arada onu gören garibanların fakirlerin canı çekermiş, çekerse çeksin, ne önemi var... Masada birilerinin yiyemediği dana fileto varmış, kaymaklı ekmek kadayıfı varmış, envayi çeşit meyve varmış, ne önemi var, yeter ki birleri görsün, birilerinin gözüne sokalım da gelsin layklar...
Bir haftalığına kaçarlar yaz tatilinde bir tanınmış beldeye... Hooop! Hemen selfi çekelimde faceye Tiwıttıra, İnstagrama atalım... Hele bir atmayın da bakalım o zaman ne oluyor? Hanım da, çocuklarda bir küser, bir küserler size bir ay konuşmazlar billahi... Dönünce, eşe dosta, komşulara ballandıra ballandıra anlatılacak ki bir şeye benzesin...
Kırk yıl önceki o siyah beyaz fotoğraflarda inanın o kadar çok sevgi, o kadar çok muhabbet, o kadar çok yakınlık vardı ki... Şimdi ki nesillerin bunları anlaması biraz zor... Utanırdık, eğer ki babamız arada sırada, eve muz ya da çok pahalı bir çikolata getirdiğinde, kimselere göstermeden yerdik... Başkalarının da nefisleri çekerde, ayıp olur diye, büyüklerimizde bizi uyarırdı...
Artık gözler kör olmaya başladığı gibi, ruhlarda körelmeye başladı. Hadi gözlerin körlüğünü bir şekilde halledersiniz de, ruhlar köreldi mi o en kötüsü... İçinizdeki sevgi, ilgi, muhabbet, sadakat duyguları da yavaş yavaş yok olmaya yüz tutuyor...
Farkında olun artık, toplumlar, internet yüzünden, çok kanallı televizyonlar yüzünden, ileri teknoloji mahsulü cep telefonları yüzünden çökme tehlikesi ile karşı karşıya.. Korkarım ki bir yerden sonra geri dönüşte çok kolay olmayacak...