Yıl 1975 ve hikaye ve isimler gerçek.
Yer kapalı toplumlu bir yer
Mehtap ile Memet birbirlerine çok yakışıyorlardı.
Evleri de yakındı, çok sık görürlerdi birbirlerini.
Bu yakınlık onların kavuşmalarının engeli oldu.
Memet'in ailesi,
"Bu yakınlıkta kızın bizim evimizde gelin gelmesi iyi olmaz. Bu kız, anne
babasının evinden çıkmaz, bizim evimize hayır etmez" diye Mehmet'in aşkına onay vermediler
Kız başına Mehtap kendi isteğini belirtti; ama ailelerin tutumu,
Mehmet'in babasına karşı gelememesi, yarım kalan hayatları sahneye koydu.
Şimdi, Memet'in vücudundan 1000 volt elektrik geçiyordu.
Davullar gelin çıkarma havası çalıyor, Mehtap bir dağ köyüne gelin gediyordu.
Memet o gün mavi takım elbisesini beyaz gömleği ile giymiş, o günün
damadı gibiydi; ama o uzaklardan bakandı.
Düğün törenini uzaktan yaşlı yabani dut ağacının dibinden izliyordu.
Mehtabı, kırmızı duvağı ile çıkardılar. O zaman gelinlerin yüzü hiç
gözükmüyordu. Ama yüzünü kapatan peçenin göz yaşından sırılsıklam
olduğu uzaktan belli oluyordu.
Gelini ata bindirdiler. Memet'in gözleri doldu.
Ben de Mehmet'in yanında duruyordum, daha 10 yaşlarında çocuktum
Mehmet kimseye diye diyemediği bir şeyi bana deme ihtiyacı hissetti.
" Kalbim yanıyor, nasıl kaçırdım gözümün önünde ki aşkımı, gelecek hayatımı" hüzünlü bir sesle söyledi.
Mehtabın atış üstünde gidişine son defa baktı, oradan ayrıldı.
Bütün dünya başına göçmüştü.
Mehtabın at üstünde 4 saatlik yolculuğunda gözünün yaşının
hiç durmadığı söyleniyor.
Memet ondan sonra geceleri uyuyamadı, 23 yaşında kalp krizinden,
Mehtap ise 46 yaşında kalp krizinden hayatını kaybetti.
Memet'den kalan, Polatlı Topçu Okulunda askerken çektirdiği siyah beyaz fotoğraf.
Arkasında kendi el yazısı:
"Yazı yazdım satıra
Ölüm gelmez hatıra
Bu cansız hayalim
Sizlere olsun hatıra"