(Kâbe’deki hacıları tv’den canlı yayında seyrederken)
Seyreylerken daldım Hac’da hacılar
Aşk ile dönüyor, pervane gibi.
Tavaftaki mümin kardeş bacılar
Yanarken sönüyor, pervane gibi.
Her ülkeden gelmiş farklı illeri
Kıyafetler renk renk açmış gülleri
“Lebbeyk” diyorlarken ortak dilleri
Mahşerde sanıyor, pervane gibi.
Aşk, aşk dendi yaşayan onu bildi
Aşkın dışındaki her şeyi sildi
Kalp cûşa gelince lâl olan dildi
Aşk ile banıyor, pervane gibi.
Ayrı olmak ne zor, böyle güzelden
Hayran olunmaz mı? Ne gelir elden
Dua ve dilekler dökülür dilden
Gönlünce konuyor, pervane gibi.
Kâbe’yi ziyaret dünyaya değer
İstek, imkân, kısmet birleşse eğer
Gören göz bir başka görürmüş meğer
Göz kiri yunuyor, pervane gibi.
Kâbe kıblemizdir güney yönünde
Orda yön yok çünkü; Kâbe önünde
Mümine merkezdir İslâm dininde
Nerd’olsa tanıyor, pervane gibi.
Rab’den diliyorum gidip yüz sürsem
Orda namaz kılıp seccade dürsem
Bütün benliğimi ortaya sersem
Behlül de yanıyor, pervane gibi.