NASIL DA GRİYMİŞ
Yarınlar artık aydırmaz ki bizi
Çapul kesafetlerin odağına düşmüşüz
Gezegenler tutuldu, falımızda feryatlar
Kendimizi giryan giryan üzmüşüz
İksirimiz, nefessiz efsunlar
Kanımız akmadı, donarak ölmüşüz
Yıkıntıların arkasında otlar yerine
Betonlar, demirler, küflü hırslar bitermiş
Molozlar, molozlar, molozlar...
Kaldırıldıkça çirkinlikler görülecek
Saksıda gardenyaya, vazoda frezyaya inat
Çirkinlikler, çirkinlikleri nasıl da gizlermiş
Dulda aleniyetler devridaim,
Olanlar, mahut ahitlerle neden tezat?
Neden, bütün meşguliyetimiz,
Tecimsel olana müncermiş?
Duman olup göğe tüten anılar,
Terfi edip asude giden faniler,
Yakamıza yapışmış, ruhumuza ilişmiş
Üstümüzden ne düştüyse şikest..
Altımızdan ne geldiyse ukde oldu
Bîdâr oldu ahımız, bîzâr kaldı vahımız
Uyuştu uyuştu eyvahımız
Yas tutarak yaslandı bilcümle
Dipten dibe can havli bir depreniş
Döktü döküntü yanımızı
Bozardıkça bozardı hâkî titreyiş
Çimento rengi tonlarla...
Tozaran o şey, nasıl bir griymiş!!!
Aman Allahım, nasıl da griymiş!!!
Şubat 2023
Yazarın
Önceki Yazısı