KÂFİRLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM
‘Dünya Müslümana Zindan, Kâfire Cennet’tir ‘buyuruyor o mübarek Peygamber. Evet, dünya Müslümana zindan. Çünkü dünya bir imtihan yeri.
Seyyid Abdülkadir GEYLANİ ile ilgili böyle bir menkıbe var. O mübarek zat bir gün Bağdat’ta müritleri etrafında at üzerinde şaşaalı bir şekilde gidiyorken bir Gayr-ı Müslim onu durdurur ve imalı bir şekilde bu Hadis-i Şerif’i hatırlatır, kendi fakir pejmürde ve perişan haliyle onun mutantan vaziyetinin karşılaştırılmasını ister. O da Gayr-i Müslime cübbesinin kolundan içeri bakmasını söyler. Muhatabı bakar ve korkuyla çekilir. Orada kendisini cehennemde yanarken görmüştür.
Ve sorar Ulu insan: ’Söyle şimdi şu andaki yerin oraya nispetle cennet değil mi? " ’Evet’ der adam. Sonra cübbesinin sağ kolu içerisine bakmasını söyler. Oradan bakınca Geylani hazretlerinin cennette köşkler içimde, huriler arasında dolaştığını görür. Aynı soruyu tekrar eder o ulu zat:" Söyle şimdi bu dünyadaki halim oraya nispetle cehennem değil mi?" ‘Evet’ der o Gayr-i Müslim ve kelime-i şehadet getirerek müslüman olur.
Bu örneği niye verdik? Dünle bu günü karşılaştırarak nefis muhasebesi yapmak için. Evet dünya kafirlerin cenneti. ABD, Avrupa, Rusya ve Çin en müreffeh hayatı yaşıyor. Yaşam standartları yüksek.
Geçim kaynakları bol. Müreffeh bir hayat yaşıyorlar. Şehirleri mamur. Şairin dediği gibi "Dolaştım Frengistan’ı beldeler kâşaneler gördüm. Dolaştım Mülk-i İslam’ı büsbütün viraneler gördüm".
Peki şimdi bu iki enstantaneyi nasıl karşılaştıracak, ne gibi bir sonuca varacağız. Bu gün Müslümanlar o günkü gayr-i Müslimlerin o günkü vaziyetine düşmüş perişan haldedir ve birbirleriyle savaşmaktadır. Kâfirler ise kendi aralarındaki sorunları halletmiş, Yüzyıl ve Yirmi yıl savaşlarından sonra oryantalizmin yön göstermesiyle İslam âlemini bölme parçalama bir birleriyle savaştırma planlarını yapmış ve iliğine kadar sömürmüş ve sömürmeye devam etmektedir.
Dünkü Müslümanların izzetinden sonra bu günkülerin zilleti nerde? Ne halden ne hallere geldik? "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz" diyen Akif ne kadar haklı.
Batı dünyası haçlı seferlerine çapulcu ordularıyla gelmişti. Her tarafı yakıp yıktı, yağmaladı, geçtiği yerlerde Moğol orduları misali taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadı. Ayrıca doğunun üstün medeniyetini kıskandığı için onu yağmaladı. Kütüphaneleri yıktı, kitapları yaktı. Ancak içlerinden bazı bilim meraklıları kurtarabildikleri kitapları ülkelerine götürdüler, çevirerek kendilerine mal ettiler. Bu aktarma bilim ışığında Rönesans ve Reform hareketlerini başlattılar. Bilimin en büyük düşmanını laiklik zinciri ile kiliseye hapsettiler. Böylece büyük sanayi devrimini başlattılar.
Bütün bunlar batıyı ortaçağ karanlığından kurtardı. Batının ortaçağı karanlıktı, doğununkisi aydınlık. İslam’ın ışığı ile aydınlanan batı edindiği bu yüksek İslam bilgisiyle doğuyu karanlığa boğmak için elinden geleni yaptı. Ve boğdu da. Doğu İslam dünyası ise hala bu karanlıkta boğuşmakta bir birinin boğazına sarılmakta, birbirini öldürmeye can atmakta, kâfirlerin ekmeğine yağ sürmektedir.
Şimdi de aynı batı ve şer güçler İslam dünyasını Şii- Sünni ayrımına sürükleyerek savaşmaya teşvik etmekte, İran’ı bu şer eksenine dâhil ederek, Irak’ı, Suriye’yi, Lübnan’ı Şii, Sünni ayrıştırmasına tabi tutarak bir Şii hilali yaratmakta, Müslümanları birbirleriyle savaştırmakta, böylece Müslüman coğrafyasının üstünde oturduğu yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmektedir.
Oryantalizmin planları tıkır tıkır işlemekte Müslümanlar inim inim inlemektedir. Dünyayı Müslümanlar için tam bir cehenneme çeviren batı, kendisine Müslümanların kanıyla yeryüzü cenneti hazırlamaktadır.
Bu sahte cennet kan ve gözyaşıyla yoğrulmuştur. Bu yalancı cennet zulüm entrika ve yalanlar üzerine kuruludur. İyi biliyoruz ki bu cennet onları kurtaramayacaktır. Çünkü onları ebedi ve büyük cehennem beklemektedir. Bunun için diyoruz ki ‘kâfirler için yaşasın cehennem’
Yazılar Kafirler İçin Yaşasın Cehennem
KÂFİRLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM
‘Dünya Müslümana Zindan, Kâfire Cennet’tir ‘buyuruyor o mübarek Peygamber.
Evet, dünya Müslümana zindan. Çünkü dünya bir imtihan yeri.
Seyyid Abdülkadir GEYLANİ ile ilgili böyle bir menkıbe var. O mübarek zat bir
gün Bağdat’ta müritleri etrafında at üzerinde şaşaalı bir şekilde gidiyorken
bir Gayr-ı Müslim onu durdurur ve imalı bir şekilde bu Hadis-i Şerif’i
hatırlatır, kendi fakir pejmürde ve perişan haliyle onun mutantanvaziyetinin
karşılaştırılmasını ister o da Gayr-i Müslime cübbesinin kolundan içeri
bakmasını söyler. Muhatabı bakar ve korkuyla çekilir. Orada kendisini
cehennemde yanarken görmüştür. Ve sorar ulu insan: ’Söyle şimdi şu andaki yerin
oraya nispetle cennet değil mi? ’Evet’ der adam. Sonra cübbesinin sağ kolu
içerisine bakmasını söyler. Oradan bakınca Geylani hazretlerinin cennette
köşkler içimde huriler arasında dolaştığını görür. Aynı soruyu tekrar eder o
ulu zat: Söyle şimdi bu dünyadaki halim oraya nispetle cehennem değil mi?
‘Evet’ der o Gayr-i Müslim ve kelime-i şehadet getirerek Müslüman olur.
Bu örneği niye verdik? Dünle bu günü karşılaştırarak nefis muhasebesi yapmak
için. Evet dünya kafirlerin cenneti. ABD, Avrupa, Rusya ve Çin en müreffeh
hayatı yaşıyor. Yaşam standartları yüksek.
Geçim kaynakları bol. Müreffeh bir hayat yaşıyorlar. Şehirleri mamur. Şairin
dediği gibi dolaştım Frengistan’ı beldeler kâşaneler gördüm. ‘Dolaştım Mülk-i
İslam’ı büsbütün viraneler gördüm’. Peki şimdi bu iki enstantaneyi nasıl
karşılaştıracak, ne gibi bir sonuca varacağız.
Bu gün Müslümanlar o günkü gayr-i Müslimlerin o günkü vaziyetine düşmüş perişan
haldedir ve birbirleriyle savaşmaktadır. Kâfirler ise kendi aralarındaki
sorunları halletmiş, yüzyıl ve yirmi yıl savaşlarından sonra oryantalizmin yön
göstermesiyle İslam âlemini bölme parçalama bir birleriyle savaştırma
planlarını yapmış ve iliğine kadar sömürmüş ve sömürmeye devam etmektedir.
Dünkü Müslümanların izzetinden sonra bu günkülerin zilleti nerde? Ne halden ne
hallere geldik. Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz’ diyen Akif
ne kadar haklı. Batı dünyası haçlı seferlerine çapulcu ordularıyla gelmişti.
Her tarafı yakıp yıktı yağmaladı, geçtiği yerlerde Moğol orduları misali taş
üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadı. Ayrıca doğunu üstün medeniyetini
kıskandığı için onu yağmaladı. Kütüphaneleri yıktı kitapları yaktı. Ancak
içlerinden bazı bilim meraklıları kurtarabildikleri kitapları ülkelerine
götürdüler, çevirerek kendilerine mal ettiler. Bu aktarma bilim ışığında Rönesans
ve Reform hareketlerini başlattılar. Bilimin en büyük düşmanı laiklik zinciri
ile klişeye hapsettiler. Böylece büyük sanayi devrimini başlattılar.
Bütün bunlar batıyı ortaçağ karanlığından kurtardı. Batının ortaçağı karanlıktı
doğununkisi aydınlık. İslam’ın ışığı ile aydınlanan batı edindiği bu yüksek
İslam bilgisiyle doğuyu karanlığa boğmak için elinden geleni yaptı. Ve boğdu
da. Doğu İslam dünyası işe hala bu karanlıkta boğuşmakta bir birinin boğazına
sarılmakta birbirini öldürmeye can atmakta kâfirlerin ekmeğine yağ sürmektedir.
Şimdi de aynı batı ve şer güçler İslam dünyasını Şii- Sünni ayrımına
sürükleyerek savaşmaya teşvik etmekte, İran’ı bu şer eksenine dâhil ederek,
Irak’ı, Suriye’yi, Lübnan’ı Şii, Sünni ayrıştırmasına tabi tutarak bir Şii hilali
yaratmakta, Müslümanları birbirleriyle savaştırmakta böylece Müslüman
coğrafyasının üstünde oturduğu yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmektedir.
Oryantalizmin planları tıkır tıkır işlemekte Müslümanlar inim inim
inlemektedir. Dünyayı Müslümanlar için tam bir cehenneme çeviren batı,
kendisine Müslümanların kanıyla yeryüzü cenneti hazırlamaktadır. Bu sahte
cennet kan ve gözyaşıyla yoğrulmuştur. Bu yalancı cennet zulüm entrika ve
yalanlar üzerine kuruludur. İyi biliyoruz ki bu cennet onları kurtaramayacaktır.
Çünkü onları ebedi ve büyük cehennem beklemektedir. Bunun için diyoruz ki
‘kâfirler için yaşasın cehennem’
Ahmet Kemal.
Ahmet Kemal