15 Temmuz Şehitler Destanı  2.b Tekmili Birden

2. Bölüm

1 BÜYÜK HALK DİRENİŞİ

Şehir ayakta
Genç ihtiyar kadın erkek çoluk çocuk
Ayakta durmak istiyor
Doğruluyor diz çöktürülen büyük dev
Prangalarından kurtuluyor bir bir
Zulme karşı ayaklanıyor halk
Adam bakıyor uzaklara uzaklara
Sanki o bu dünyadan değil
Sanki o sıradan bir insan değil
Sanki o bir dev
Sanki o bizim dünyamızdan biri değil
Tanrının gücünü kaşanmış boydan boya
Kenti bir adımda aşmak istiyor
Kenti işgal etmiş ihanet çetesi
Tanklar tutmuş caddeleri
Canavar uçaklar sorti yapıyor kentin üstüne
Adam hücum ediyor tankların üstüne Ya Allah diyerek
Tekbir sesleri yükseliyor caddelerden
Adam haklı
Haklılığın verdiği güçle saldırıyor tanklara
Hiç tereddüt etmeden göğsünü siper ediyor tanklara toplara
Korkmadan yılmadan saldırıyor o müthiş canavarlara
Haklı olan güçlüdür diyor adam kendi kendine
Hak batıla galebe çalacaktır her zaman
Adam kendini atıyor canavar tankların önüne
Adam siper ediyor kendini ölüm kusan mermilere
Ölmüyor vurulmuyor yaralanmıyor
Kurşunlar vızıldayarak geçiyor dört bir yanından
Vazgeçmiyor geri dönmüyor
Geri dönmek kahbeliktir ihanettir diyor milletine vatanına
Adam yatıyor kin kusan ölüm kusan tankların altına
Adam kendini tanklardan güçlü hissediyor
Adam kendini her şeyden güçlü hissediyor
Adam haklı
Haklılığın gücünü yüreğinde hissediyor
Sen atmadın sen atmadın Allah attı ilahi bildirisini hissediyor içinde
Adam ilahi kudreti hissediyor yüreğinin derinliklerinde
Tanklar ölüm kusuyor caddelere
Adam yılmıyor halk yılmıyor kadın yılmıyor çocuklar yılmıyor
Gençler yılmıyor ihtiyarlar yılmıyor
Tanklar silahlarını ateşliyor halkın üstüne
Halk tınmıyor aldırmıyor üstüne gelen mermilere
Halk kuşatıyor tankları
Halk tankların üstüne yürüyor
Halk yeniyor tankları
Tankların gücü yok oluyor halkın gücü önünde
Tanklar eziliyor halkın paletleri altında

Şehir ayakta
Halk ayakta
Bütün kainat ayakta bu gece vakti
Halk ayaklanmış hainlere karşı
Halk bir ateş gibi yürüyor düşman üstüne
Halk yıldırım gibi saldırıyor ihanet tuzaklarına
Şehir ayakta bu gece yarısı
Tanklarla boğuşuyor canhıraş bir şekilde

2

ŞEHİT HAKAN GÜLŞEN

Güller gibi şen bülbüller gibi şen şakrak
Krallar gibi azametli aslanlar gibi kuvvetli
Adı Hakan soyadı Gülşen
Şehitler tahtına kurulmuş
Şehitlere hakan olmuş
Gül bahçesinin padişahı
Ayyıldız sevdalısı
Bize kadınlar gibi evde oturmak yaraşmaz diyen
Vatanı için dini için savaşmayı ölmeyi göze alan Hakan
Adına layık kahraman
Geziniyor şimdi kırmızı beyaz elbisesiyle
Gül bahçesinde
Giyerek bayram elbisesini
O ihanet gecesinde
Çıkarak karşısına hainlerin
Alacağınız bir canım alın diyerek
Geçit vermedi o korkak vatan düşmanları hainlere

Güller gibi şen bülbüller gibi şen şakrak
Krallar gibi azametli aslanlar gibi kuvvetli
Adı Hakan soyadı Gülşen
Şehitler tahtına kurulmuş
Şehitlere hakan olmuş
Gül bahçesinin padişahı
Ayyıldız sevdalısı giyerek bayramlık elbisesini
Bu gece bize bayram düğün diyerek
Ölün gecesi bize düğün gecesidir diyerek
Biz dedi savaşa gidiyoruz savaşa
Kanımız tek kurşunla da akıtılsa
Sözümüz var karımıza kızımıza
Bu vatanı savunacağız
Bırakmayacağız asla hain düşmana
Yaraşmaz bize bu toprakları hainlere çiğnetmek yaraşmaz
Bu baş bu omuzlar üstünde oldukça
Çıktık bu inançla yolla koştuk meydanlara
Yürüyoruz yürüyeceğiz düşmanların üstüne
Yürüyoruz yürüyeceğiz hainlerin üstüne
Gün bu gündür gece bu hece
Gece dillerde bir hece
Ama bu gece içinde neler var neler
Haydi arkadaşlar gecemiz hayırlı olsun
Uğurlar olsun uğurlar olsun
Hakan yiğit Hakan uğurlu olsun
Sana bu yollar helal olsun
Gül bahçesi olsun gittiğin yer
Son merteben şehitlik olsun
Peygamber açsın sana cennet kapılarını
Haydi uğurlar olsun haydi uğurlar olsun

3

ŞEHİT MUSTAFA ARCU

Hepimiz öleceğiz bir gün
Güneş doğmayacak başımızın üzerinde
Yerinde güzeldir her şey yerinde
Yeri gelince ölmek de gerek
Onursuz yaşamak yerine
Vatan için ölünecekse ölmeli zamanı gelince
Millet için ölmek gerekse ölmeli
Mustafa işte böyle diyordu
İşte şimdi vatan için ölmeye gidiyordu
Tam da ölmenin sırası diyerek
Şehit olmak istiyordu can u gönülden
Selalar okunuyordu
Bu kimin selası
Diyordu
Benim selam olmalı benim selam olmalı
Ben şehit olmalıyım bu gece
Nasip olacaksa bu gece olmalı
O gece Kuranlar okundu namazlar kılındı
Dualar edildi uzun uzun
Geceleyin gündüzün
Beş vakit namazdan sonra
Mustafa’nın duası başta
Şehit olmak üstüneydi
Misafirler vardı evde o gece misafirler
Misafirler tanrı misafirleri
Manada şehidimizi uğurlayanlar
Ama ne uğurlayanın haberi vardı ne uğurlananın
Nur yağıyordu gökten
Haberi yoktu nurlananın
Hurmalar yenildi zemzemler içildi
Denildi
Mübarek olsun haccı
Mübarek olsun ey Huccac
Mübarek olsun
Gidip geldiğiniz mübarek yerler adına mübarek olsun
Ziyaret ettiğiniz kutsal beldeler hürmetine mübarek olsun
Kutlu Kabe hakkı için mübarek olsun
Sefa Merve adına Mübarek olsun
Peygamberler şehri kutlu Medine hakkı için mübarek olsun
Nurlu Medine hakkı için mübarek olsun
Peygamberler şehitler adına mübarek olsun
Hamd edildi kalkıldı sofralardan
Dualar edildi bekası için vatanın milletin
Baba Ayhan Avcu anlattı sonrasını
Kaldırırken gelin evin sofrasını
Gürültüler geliyordu göklerden
Karıştı birden orası
Baba Ayhan Avcu Güneydoğu gazisi
Anlatıyor o meşum geceyi
Eşi ağır epilepsi hastası
Vatan tehlikede anladım
Top sesleri gelince ağladım
Darbeci hainler içimizdeydi
İçten içe bizi yemedeydi
Askerdeyken fark etmişti bu gizli tehlikeyi
Fırsat bekleyen sinsi kahpeyi
O kahpe ki sırları düşmana veriyordu
Düşmanın bilgisini gizliyordu
Ortaktılar terörde teröristlerle
Bu gizli düşman devleti kemiriyordu içten içe
Bilgi sızdırıyorlardı teröristlere
Dost görünen düşman sızmıştı her yere
Askerin içindeydiler polisin içindeydiler
Halkın içindeydiler devletin içindeydiler
İhanet içindeydiler ihanet içindeydiler
Onların yüzünden
Rahat yüzü görmüyordu millet
Güya iyilik peşindeydiler
Hizmet içindeydiler
Yaptıkları hizmet değil ihanetti
Düşmana dostluktu dosta düşmanlıktı
Hemen aradım oğlumu ne yapıyorsun dedim
Vatan elden gidiyor sen uyuyorsun dedim
Dua ediyorum baba dedi haberim var
Dua yetmez dedim zaman dar
Sen hem dua et et koş cepheye
Hain düşman girmiş ta içeriye
Ordunun içi düşman kaynıyormuş
Düşman bunu biliyor
Zil takıp oynuyormuş
Gün bu gündür vatan elden gidiyor
Bize durmak yaraşmaz millet kan kaybediyor
Oğlum Mustafa dedim
Yetmez yalnızca dua
Önce cihat gerekir sonra etmeli dua
Ki muzaffer kılsın Allah
Cihadı emretmedi mi kutsal kitap Kur’an’da
Haydi çık yollara koş meydanlara
Gerekirse öl ama geri dönme hainler yenilmeden
Şehit ol amma dönme geri hainler ölmeden
Hem dua etmelisin hem durmalı karşısında tankların
Ölmelisin belki de mermisiyle uçakların
Mustafa dinledi babasının emrini çıktı yola
Helal et hakkını baba dedi hakkını helal et
Dedi
Bir an olsun tereddüt etmedi
Helal olsun oğlum helal olsun
Ananın ak sütü gibi helal olsun
Çıktı Mustafa evinden koştu yollara
Koştu koştu koştu
Mustafa imanla aşkla coştu
Koştu ateş çemberine
Vardı savaş yerine

Son hızla vardı işgal edilmiş meydanlara
Yollar o eski yollar değil meydanlar o eski meydan
Can veriyor yollarda binlerce vatan evladı can
Mustafa o eski Mustafa değil sanki bir küheylan
Mustafa Anakara yollarında
Kollarında can verdi onlarca şehit kollarında

Atıyor kendini tanların altına sanki can değil
Mustafa can Mustafa
Nerde o güzelim vücut nerde kafa
Aldırmadı uçaklara tanklara
Mustafa vuruldu hain toplarla
Mustafa durdu yıkıldı
Allah diyerek uzandı toprağa

Mustafa helal süt emmiş Mustafa
Şehitler ordusu diyor hoş geldin sana
Hoş geldin safa geldin
Safalar getirdin Mustafa

Mustafa Ramazan’da demişti annesine
Ramazan mübarek ay anne
Günahlarda mağfiret ayıdır anne
Şimdi şehit olmak isterdim
Başka bir şey değil tek budur derdim

Maksadına erdi Mustafa
Allah’ına vardı Mustafa
Şehit olmayı çok istemişti Mustafa
Sonunda maksadına ermişti Mustafa

4
ŞEHİT UMUTCAN KILIÇ

Uzun zaman beklenen misafir
Evliliğin amacı ve tatlı meyvesi
8 yıl sonra gelen tek yolcu
Mutlucan adı gibi kendisi de mutlu
Gelişiyle etmişti hem annesini hem babasını mutlu
Aslanlar gibi büyümüştü anne kucağında baba ocağında
Kılıç gibi keskindi bakışları ve yüreği gelecekten hep umutlu
Mutlucan mutluydu validesi mutlu
Sekiz yıl sonra da olsa mutlu etti annesini babasını
Sevindirdi çevresini şenlendirdi obasını

Baba şimdi sevinçle tutuyordu yasını
Kaybetmişti biricik evladını evliliğin meyvasını
Şehit olmuştu Mutlucan15 Temmuz Gecesi
Benziyordu Al Bayrağa
Üzerinde kanlar içindeki elbisesi
Mahzun Baba anlatıyordu o geceki macerasını
Tutuyordu içine akıtarak gözlerinin yaşını
Hüzünlüydü kalbi ama mutlu
Oğlu cennete gittiği için umutlu
Anlatıyordu Baba Bilal Kılıç
Gözyaşlarını akıtarak içine
Sönmez bu ateş diyordu gitsem Çin’e Maçin’e
Ama ağlamayacağım asla diyordu
Oğlum kutlu bir dava için şehit olmuştu

O gece Mutlucan TV izliyordu
Baba diyordu galiba Boğaziçi’ne teröristler bomba koymuştu
Köprünün bir tarafını tanklar tutmuştu
Böyle demiş ve sonra uyumuştu
Yorgundu o akşam ve üşütmüştü
Ben başladım TV izlemeye oğlumun kaldığı yerden
Anladım bir darbe kalkışması olduğunu
Koştum giyinerek elbisemi çıktım yola
Duyarak içimde şairin sesini
Haydi yiğit asker çık yola
Çık ki vatan kurtula

Ne zaman sonra oğlum Mutlucan
Uyanmıştı duyarak bomba seslerini
Seslenerek uyandırmıştı annesini
Anne ben gidiyorum galiba babam tehlikede
Babam değilse mutlaka vatan tehlikede
Ağladı yol boyunca ‘Babam Babam’ diyerek
Annesi aradı oğlum Baban iyi diyerek
Dön geri dönmedi Mutlucan
Babam iyiyse bile vatan değil diyerek
Böyle bir gecede dönmek olmaz
Vatan yolunda döneklik vicdana sığmaz
Kadınlar gibi evlerde oturup durmak olmaz

Ben külliyede idim o da ordaymış
Bombalar yağarken altındaymış
Şehit olmuş orada Allah diyerek
Ben eve döndüm o dönmedi
Aradım durdum hiç görünmedi
Hastanelere gittim baktım yok
Morgda gösterdiler birini
Bu benim oğulum olamaz dedim yok yok
Şok olmuştum aslında tanınamaz haldeydi
İnsanlıktan çıkmış bambaşka bir haldeydi
Evet bu benim oğlum dedim neden sonra
Oğlum şehit olmuş cennete gitmişti
Millet için vatan için din için
Kendini feda etmişti
Elbisesi alkanlara boyanmıştı
Albayrağ’a benzemiş
8yıl sonra gelen misafir
Allahtan gelmiş Allah’a gitmişti
Demek ki o Allah’ı sevmiş Allah ta onu sevmişti

5

ERZURUMLU DADAŞ OĞUZHAN YAŞAR’IN HİKÂYESİ

,
Oğuzhan koştu elinde bayrak
Ay yıldızlı Türk Bayrağı
Rengini şehitlerin kan renginden almış
Gidiyor
Rüzgârlar gibi
Gidiyor fırtınalar gibi
Tek başına bir ordu gibi
Uçar gibi gidiyor
Dörtnala koşan Arap atları gibi
Dürülüyor yollar ayakları altında
Ayakları ayak değil kanattı
Elindeki bayrak değil kefendi
Mübarek Oğuzhan senin benim gibi
Sıradan biri değil Hezarfen’di
Hezarfen Ahmet Çelebi
Kanat takmış
Ankara kalesinden atmıştı kendisini
Başkent’in semalarında
Sanki uçmuyordu
Vuslata kanıyordu
Yârin kollarında
Bu aşkın yollarında
Şehadete koşuyordu
Coşuyordu git gide
Geçtikçe caddelerden sokaklardan
Kanatlı atlılar gibi gidiyordu
Ankara’nın yollarında

Şehadete ermek için yârin kollarında
Milletin gözbebeği
Aksaray’da aldı soluğu
Gökten yağan hain mermilere aldırmadan
Eser yoktu içinde zerre kadar korkudan
Ölmeyecekti geri dönmeyecekti
Savunmadan milletin kalbi olan külliyesini
Kurtarmadan ülkesini hainlerin pençesinden
Püskürtmeden bu kahpe saldırıyı
İçmeyecekti şehadet şerbetini
Aksaray’a varmıştı
Aksaray bombalanıyordu
Bombalar patlıyordu art arda
Halk savunuyordu canı bahasına milletin sarayını
Koşuyordu
Tankların önünü kesiyordu
Durmuyordu
Sanki ölmeye can atıyordu
Tankların üstün çıkıyor
Askere aldatıldıklarını anlatıyordu
Durmadan dinlenmeden yorulmadan
Korkmadan pervasızca atılıyordu tankların üstüne

Erzurumlu Dadaş
Oğuzhan Yaşar
İyi bir dost halis bir dadaş’tı

23 yaşındaydı
Aklı da başındaydı
Kanı deli deli akan
Delikanlı derler ya
İşte tam o yaştaydı
Kanı deli deli akmaktaydı
Gönlü aşkla coşmaktaydı
Alır giderdi başını dağlara doğru bazan
Bahar günleri yaz günleri
Sonbaharı boşlamaz
Kışın da geri kalmazdı
Dağların çocuğuydu o eskiden beri
Ama bir sıkıntı vardı içinde dünden beri
Boylu boslu o yağız delikanlı
Hızlı yaşıyordu sanki fırtınaydı
Askerden yeni gelmişti içi içine sığmıyordu
Neden şehadet şerbeti içmedim içemedim diye yazıklanıyordu
Ama olmuştu olan
Ufacık bir yara bile almadan
Güneydoğudaki o bitmek bilmeyen savaştan
Dönmüştü
Ne şehit ne gazi olmadan
İşte bunun için hayıflanıyordu
Diyordu
Kendi kendine
Ne nasipsiz adammışım be
Allah sevmiyor beni
İyi kulu saymıyor beni
Nerde kaldı şehitlik
Bir gazilik bile
Bana vermedi
Eşine dostuna
Şikâyet edip duruyordu
Erzurumluydu halis dadaştı
Nene hatun soyundandı
Kahramanlık ruhunda fokur fokur kaynayandı

Erzurumlu Dadaş
Oğuzhan Yaşar
İyi bir dost halis bir dadaş’tı
Ankara’ya yerleşmişti askerlik dönüşü
İş bulma umuduyla
Büyük şehir demişti
Çalışana iş vardır orda
Hemşerileri çağırmıştı
Gel sana
İş buluruz burada
Dediklerini yapmışlardı
O’na da iş bulmuşlardı
Asgari ücretti
Olsundu
Helal olsun az olsundu
Zamanla artar demişlerdi
Biraz tecrüben olsun
Olur dedi
Ve geldi
Başladı çalışmaya
Hem ne çalışmak
Sanki savaşıyordu
Helal ettirmek için
Patrondan aldığı asgari ücreti

Erzurumlu Dadaş
Oğuzhan Yaşar
İyi bir dost halis bir dadaş’tı
Güzel bir insan iyi bir vatandaştı
İnançlı bir mümin
Dini bütün Müslümandı
İşi ağır mı ağırdı
Asgari ücretli Oğuzhan Yaşar
Fazladan çalışır
Ücretini alamazdı
Bağırdı bağırdı bağırdı
Ulan dünya
Kimine bağışlarsın kürekle
Bize verirsin kürekle
Ama buna da şükür
Demek kısmetimiz buymuş budur

O akşam annesinin kurduğu sofrada
Yemeğini yemişti iştahsızca
Sofradan kalkmış sırtüstü uzanmıştı çekyatta
Haberleri izliyordu
Onun tek zevki buydu
Akşamı kılmıştı yatsıya az kalmıştı
Yatsıyı eda etse uyuyacaktı
İçinde bir sıkıntı vardı
Bir türlü gitmiyordu
Bir türlü bitmiyordu
Ne zalim sıkıntıydı bu
Anası çay demlemiş
Oğuzhan’a ikram etmişti
Ana bu her şeyi Oğuzhan’dı
Onun için yaşıyor onun için nefes alıyordu
İçerken yudum yudum tavşankanı çayını
Çay boğazında kaldı
Duyunca haberleri TV’den
Boğaz köprüsü kesilmiş tanklarla
F 16’lar tutmuş Ankara semalarını
Kuşatılmış Türk Askerinin kalbi
Hemen dank etti kafasına
Bu bir darbeydi hem nasıl bir darbe
Haince sinsice düşmanca bir darbe
Fırladı annesinin bağırışlarına aldırmadan
Gün bu gündür dedi gece bu gece
Gece dile kolay
Dilde iki hece
Bu gece her şey belli olacak dedi
Ak koyun kara koyun birbirinden ayrılacak
Anne dedi ben duramayacağım
Bu hainler başımızdan aşağı kurşun yağdırırken
Ölüm kusarken hain çete
Milletin kalbi Aksaray vurulurken
Ben duramam duramam burada
Gözüme uyku girmez
Aksaray’ı savunacağım
Orası bizim kalbimiz
Ortaya koymalıyız
Varsa yoksa neyimiz
Orası düşerse her yer düşer
Bu şer güçler kazanmamalı

Erzurumlu Dadaş
Oğuzhan Yaşar
İyi bir dost halis bir dadaş’tı
Güzel bir insan iyi bir vatandaştı
Dürüsttü çalışkandı gözü pek bir kahramandı
Gözünü budaktan sakınmaz bir yiğitti
Vakit bu vakittir dedi
Zaman bu zaman
Haydi, Oğuzhan dedi kendi kendine
İş başa düştü
Vatan gidiyor elden
Vatan elden gidiyorken
Karılar gibi evde oturulmaz


6

ŞEHİT MUHAMMET YALÇIN VE BABASI

Türk bayrağı yemin etti Muhammet
Yeneceğiz seni ey lanetli adam yeneceğiz
İzniyle Allah’ın
Ey sapıtmışların Şahı
Yapıştı sana milletin ahı
Bu ah yapıştı senin alnına
Ey yalancıların babası
Bu ah seni savuracak
Cehennem labirentlerine
Aldın ahını mazlumların
Bu ah seni kahredecek
Düşeceksin gayya kuyularına
Lanet sana
Lanet boynuna
Bir halka gibi yapışacak
Hiç çıkmamacasına
Bu lanet seni hiç bırakmayacak
Gebereceksin
Gebertecek seni bizim canhıraş feryadımız
Yerin dibine sokacak seni beddualarımız
Yemin ettim ben yemin ettik biz milletçe
Seni yeneceğiz
Canımızla ve kanımızla
Karşı duracağız senin toplarına tüfeklerine
İmanımızla kar koyacağız entrikalarına
İstersen ordularla gel
Tanklarla F 16’larla gel
İstersen haçlılarla gel
Yeneceğiz seni yenileceksin
Geberteceğiz seni ey melun gebertileceksin
Allah’ın kahhar sıfatıyla kahrolacaksın eninde sonunda
Korkmuyoruz senden korkmayacağız asla
Tanklarından F 16’larından
Haçlı babalarından
Biz Allah’a aşığız
Ona götürecek şehadete can atarız biz
Biz ölüme hazırız ya sen
Ey korkak şeytan ey yalancı deccal
Korkmuyoruz gasp ettiğin silahlardan
Sen bu milletin her şeyini çaldın gasp ettin
Amma çalamayacak gasp edemeyeceksin imanını
Ey pis yalancı ey korkak düşman
Yaptığın zulümden belli
Yakında çok yakında
Yerin dibine geçeceksin sen
Ahlarımız yerin dibine batıracak seni
Atacak seni beddualarımız gayya kuyusuna
Lanet senin üstüne lanet senin üstüne lanet olsun

Adın siklinsin yeryüzünden ebediyen
Muhammet Ümmetinin başına gelen
En büyük felaketsin sen
Böyle dedi
Muhammet Yalçın
Böyle dedi Ümmet-i Muhammet
Dedi ve çıktı yola
Ankara Etimesgut hava meydanına
Baba Yalçın
Oğul Yalçın Külliye yollarına
Milletin kalbi olan Aksaray meydanına
Savunmak için Cumhurun başkanını
Baba Yalçın gitmişti karşılamaya
Cumhurun başkanını Esenboğa Havaalanına
Yemin etmişti Oğul Yalçın yemin etmişti arkadaşları
Yeneceğiz bunları demişlerdi yemin ederek
Şehitlik de olsa eninde sonunda
Asla böldürmeyeceğiz bu vatanı
Bu vatanı onlara bırakmayacağız asla
Hainlere yedirmeyeceğiz vatanımızı
Asla teslim etmeyeceğiz bu toprakları
Atarak bedenlerimiz tankların önüne
Feda ederek canlarımız bu uğurda
Siper ederek bedenlerimizi
Hain mermilere
Göğüs gererek bombalara şarapnellere
Can vereceğiz
Şehadet şerbeti içeceğiz
Amma
Teslim etmeyeceğiz bu ülkeyi ihanetin kirli ellerine
Bırakmayacağız bir karış toprağı bile hainlere
Bombalar yağacak mermiler yağacak başımızdan aşağı amma
Bırakmayacağız bırakmayacağız bırakmayacağız
Bir karış toprağı bile
Hain düşmana hain düşmana hain düşmana sana

7

İBRAHİM

İbrahim dağ gibi bir adam
Yüreği kavi bileği kavi
Belli ki yüreği bileğinden kuvvetli
O akşam bir başkaydı halinden belli
Bu gece diyordu bir başka gece olacak besbelli
İçim içime sığmıyor bu gece
Ama ne olacak bilmiyordu
Ne zamandır içinden yükselen bir ses onu zorluyordu
Gitmek istiyordu
İslam’ın küffarla savaştığı cephelerden birine
Şehadet arzusuyla kaynıyordu yüreği
Ama bu arzusunu bir türlü kuvveden fiile çıkaramıyordu
Diyordu kendi kedine
Acaba ihtiyaç duyuluyor muydu ona oralarda
Ya yük olursam onlara oralarda
Bir karar veriyordu bir vaz geçiyordu
Şehadet benim de hakkım diyordu
Şehadet benim de hakkım
Ben de şehit olmalıyım eninde sonunda
Olacağım

15 Temmuz akamı geç vakitte
Tankların kapattığını gördü Boğaziçi köprüsünü TV ekranlarında
Hayret dedi
Önce terörden şüphelendi
Demek ki İstanbul’u tehdit eden bir bomba yüklü araç istihbaratı var
Zaten birkaç gün önceki
Haberlerde Fransız büyükelçiliğinin kapatıldığı bildiriliyordu
Ama bir az sonra Ankara üstünde F16 ‘ların uçuş yaptığı haberleri geldi
Yine kuşkulanmadı
Hayırlara gitsin dedi hayırlara gitsin bu gece vakti
Bunca uçak hayra alamet değil Ankara semalarında
Ardından bir haber Genelkurmay’da hareketlilik var
Sonra devam etti haberler
Genelkurmay’dan silah sesleri geliyor
Ambulanslar bekliyor Genelkurmayın etrafında
Polis ve asker yolları kesmiş bekliyor
Olağanüstü bir durum var dedi Muhammed
Demek ki darbe oluyor
Ankara bombalanıyor F16’larla gökten
Hemen çıktı yola
Bu gece ne olacaksa olacak dedi
Bu gece ne yapacaksak yapacağız
Biz yapmazsak onlar yapacak
Haydi oğlum İbrahim düş yola
Bu yolda Allah yardımcın ola
Kimseden
Yardım beklemeden
Yanına hiçbir kimseyi almadan
Çıkacaksın yola
Haydi yolun açık olsun
Haydin uğurlar ola
İbrahim çıktı yola
Bu gece büyük sınav vereceğiz dedi İbrahim
Sınavı kazanırsak ülkeyi kazanacağız
Kaybedersek yalnız sınavı değil
Kaybedeceğiz ülkeyi
Kazanırsak
Yine güzel günler göreceğiz bu topraklarda
Çocuklarımız da güzel günler görecek

İbrahim İbrahim olalı böyle şey görmedi
Dünya dünya olalı böyle bir şey görmedi
Türk askerini milletine silah doğrultması nasıl bir şeydi
İhanetin bu türlüsünü bu ülke tanımadı görmedi
Bu ülkenin askeri devlet adamlarını astı
Padişahını öldürdü
Ama silah çekmedi hiçbir zaman
Kendi milletine
Savaş açmadı hiçbir zaman
Kendi devletine
İbrahim dedi
Bu ne kahpeliktir
Kahpeler yapmaz böyle
Bir sigara bile içirmediler bize
Yattığı arabanın altında
Öfkeyle söyleniyor böyle
Ölüm aklından geçmiyor
Yaralanmaktan korkmuyor İbrahim
Ama sigara içememekten müthiş nefret ediyor
İbrahim’in üzerinde İsmail
İsmail’in üzerinde meçhul bir kahraman
İbrahim söyleniyor böyle
Hele bu gece geçsin diyor
Hele bu gece bir son bulsun
Her şey güzel olacak
Yarınlarımız güzel ve aydınlık
Ülkemiz hainlerden kurtulacak
Ben bol bol sigara tüttüreceğim bu gecenin inadına
Etraftan tekbir sesleri geliyor
Ya Allah nidaları yükseliyor her bir taraftan
Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber nidaları
Giderek artan bir tonda yükseliyor yükseliyor yükseliyor
Kurşun sesleri hiç kesilmiyor
Kurşun sesleri karışıyor mermi seslerine
İbrahim’in öfkesi hiç dinmiyor
Hele diyor
Bir ara verse şu zalim mermi vızıltıları
Eşşek arısı gibi çınlıyor kulaklarımda
Müthiş öfkeleniyorum
Sigara içmek için
Müthiş öfkeliyim
Bir sigara içemediğim için
Hele diyor bir bitsin bu mahşer bu kıyamet
Sen o zaman İbrahim’i seyret
Bunlar bizi yenemezler dedi
Çünkü hainler korkaktır
Bu milyonlar gibi korkak değil
Bu geceyi atlatmalıyız
Bu gece en uzun gece ülkemiz için
Biz öleceğiz şehit olacağız
Ama önemli değil
Ama bizim cesetlerimiz
Arkamızdaki aslanlara siper olacak
Her tarafta şehit cesetleri
Ya Rab sanki şehitler mahşeri şehitler meşheri

8

ÜÇ BÜYÜK ADAM ÜÇ KAHRAMAN

Üç cengaver çıktı yola
‘Haydi yiğitlerim uğurlar ola’
‘Çık ki vatan kurtula’
Vatan elden gidiyor diyerek
Hakan Lütfi ve Mehmet
Dua et Anne dua et
Bize diyerek
Şehit olmak için çıktılar yola
Gün bu gündür gün bu gün diyerek
Artlarında her şeylerini bırakarak
‘Ölmek kaderde var bize ürküntü vermiyor
Lakin viran olası hanede evlad-u iyal var’
Demeden
Vatan tehlikede vatanı savunacak yiğitler gerek diyerek
Viran olası hanede evlad-ı iyal var demeden
Dediler
Allah Allah sedaları dillerinde
Şehitlik arzusu gönüllerinde
Ellerinde Albayraklar

Ne gam diyorlardı ne gam
Mademki vatan
Tehlikede
Vız gelir bize ölüm vız gelir bize
Viran olsun hane vatan kurtulsun
Viran olası hanede evladı iyal olsun
Ne gam
Dillerde tekbir
Yürekler hep bir
Bir olmuş üç can Allah yolunda bir
Vatan aşkı bir din aşkı bir iman bir
Hepsinde inanç bir gaye bir amaç bir
Hepsi aynı aşkla atıldı yollara
Üç cengâver Hakan Lütfi ve Mehmet
Gülşen ailesinin gözbebekleri
Yaşları geçkin yürekleri genç
Hepsinde o gece bir kuvvet bir direnç
Her bir sanki en dinç çağında
Hiç birinin korkusu yok pervası yok
Vatan yolunda ölmek için
Azimli kararlı gayretliydiler
Çıktılar vatan için yollara
Karşı durdular canlarıyla hain düşmana

Üç yiğit insan üç kahraman

Kol kola yan yana omuz omuza
Siper ederek canlarını bedenlerini
Hain düşmana hain düşmana
Şehit olmak için ant içmiştiler
Allah aşkıyla kendilerinden geçmiştiler

Üç yiğit insan üç kahraman
Yaşları geçkince yürekleri genç
Ellerinde Albayrak
Yürüyorlar yollara çıkıyorlar meydanlara
Din için vatan için iman için
Saldırdılar tanklara toplara uçaklara
Silahsız bedenleriyle karşı koydular
Canlarını verdiler tereddüt etmeden
Karşı koydular hain düşmana
Şehit olmak için ant içmişti her biri
Hakan 43ünde Mehmet 61
Üç kişiydiler yürekleri bir
Lütfi peygamber yolcusu
Ölüm yaşları bir
Can atıyorlardı her biri şehit olmak için
Tozu dumana katıyorlardı
Gözleri parlıyordu aşk içinde görseniz
Ölmedi bunlar ölmedi bunlar dersiniz
Hedef oldular hain kurşunlara

Ellerinde bayrakları
Ellerinde bayrakları
Büyüyordular gözlerimizde büyüyordu gözlerinin akları
Alkanlara bulandı toynakları
Bayrak ve kan karıştı birbirine
Bayraklarla yarıştı şehitlerin kanları
Her biri Allah diye can verdiler
Bu vatana bu toprağa kan verdiler

9
ŞEHİT YUSUF ÇELİK

Hava kararmıştı
Bir demir tepsi gibiydi gökyüzü
Gökyüzün düz bir tepsiye benzetti bir besleme
Gece bir albastı gibi çökmüştü
Bir günahkar yüzü gibi kararmıştı gece
Kızgın bakışlı bir despot gibiydi gökyüzü
Bu gece bir zindan gibi kasvetli ve loştu
Gökyüzü Yusuf’un atıldığı karanlık zindanlar dönmüştü
Ama ne gam her karanlığın sonunda aydınlık vardır
Bu Fecr-i Kazip’in ömrü kısa yeri dardır
Kışın ardı bahar baharın ardı yazdır
Her yazdan sonra hazan çöker ortalığa
Yazın ardı sonbahardır
Karanlık ziyadeleşince doğar aydınlıklar
Gecenin ardında sabah vardır
Karanlık artınca doğacak güneş
Doğan güneşle birlik yepyeni bir dünya kurulacak
Fecr-i sadık doğacak fecr-i kazipten sonra
Bu yenidünya bizim dünyamız olacak
Böyle dedi Yusuf Çelik Hz. Yusuf’un adaşı
Adaşı arkadaşı
Böyle dedi Yusuf Çelik
Çelik gibi iman çelik gibi irade çelik gibi güç kuvvet sahibi

Hz. Yusuf gibi güzel
Hz Yusuf gibi aydınlık simalı
Şehit Yusuf Çelik
O gece kendini attı dev gibi tankların önüne
Çelik gibi imanıyla yattı demirden canavarın önüne
O korkmadı yılmadı kaçmadı
Korkak yılgın kaçak hainlerden
O korkak yılgın kaçak hainlerin sığındığı demir yığınlarının önünden
Yılmadı kaçmadı hainlerin tanklarından topların
Korkmadı yılmadı hainlerin mermilerinden kurşunlarından şarapnellerinden
Siper etti gövdesini
Korkmadan yılmadan
O korkak hainlerin arkasına sığındığı tanklara toplara
Siper etti gövdesini
Korkmadan yılmadan
Mermilere kurşunlara şarapnellere
Siper etti çelik gibi inancını
Mermilere kurşunlara şarapnellere
Siper etti çelik gibi inancını
O korkak hainlerin arkasına sığındığı tanklara toplara
Şimdi o bu dünya zindanından çıkıp kurtuldu
Şimdi o kanatlanıp uçtu cennet bahçelerine

Hz Yusuf’un arkadaşı adaşı Yusuf’un güzel kızı
Diyor annesine
Babam bizimle anne
Bak şimdi televizyon seyrediyor benimle

10

ŞEHİT MUZAFFER AYDOĞDU

Size bırakmayacağız bu vatanı
Bu güzel ülkeyi bırakmayacağız hainlere
Bırakmayacağız bu mukaddes vatanı şerefsizlere
Bırakmayacağız Bırakmayacağız Bırakmayacağız
Şerefsiz Allahsızlara
Ant olsun Allah’a
Allah’a ant olsun
Bu yolda ölüm olsa da varsın olsun
Bu yolda ölüm şehadettir bize
Şehit olmak hiç ölmemektir bizce

Vermeyeceğiz bu yurdu hiç kimseye
İndirtmeyeceğiz bu bayrağı göklerden
Dindirtmeyeceğiz bu ezan seslerini hiçbir zaman

Böyle dedi Mustafa Aydoğdu
Vurdu kendini yollara
Siper etti bedenini namlulara
Dur demek için hain ordulara
Dur demek için halkına namlu doğrultmuş tanklara toplara
Dur demek için millete ölüm saçan F16’lara
Karşı durdu hain tuzaklara tuzak kuranlara

Eşi Fatma Aydoğdu anlatıyor

Hayat arkadaşım eşim yoldaşım
O gece pür telaş geldi eve
Yedi yemeğini geçmişti dinlenmeye
Ama nerde
Telefonlar çalıyor artarda ölüm sirenleri gibi
Ya da bana öyle gelmişti
Alıp gidecekti bir şeyler Muzaffer'imi
Hissetmiştim demiştim Allah’ım koru Hayat arkadaşımı
Arkadaşımı yoldaşımı
Eşimi güneşimi
Tam yapacaktım ki kahvesini çayını
Belli ki doldurmuştu gününü ayını
Açtı TV’yi gördü hain kalkışmayı köpürdü
Ben gidiyorum dedi
Ben gidiyorum
Allah için savaşmaya namus için din için
Fırladı uzadığı kanepeden duyarak yollara çıkma ağrısını
Öptü kızını kucakladı
Gidiyorum ben dedi korumaya namusumu ırzımı
Helal et bana hakkını
Hakkını helal et bana
Koştu meydanlara şimşek gibi çakarak yıldırımlar gibi coşarak
Annesine gitti öptü helalleşti
Anne merhamet anıtı anne
Gitme dedi oğlum ölürsün
Ölürsün topağa gömülürsün
Ben bir daha Muzaffer’imi nerde görürüm
Anne dedi Muzaffer
Ben ölmesem sen ölmesen kim ölecek
Yoksa bu vatan elden gidecek
Elden gidecek bu vatan
Haçlıların pis ayaklarıyla çiğnenecek topraklarımız
Amal edilecek ırzımız namusumuz
Dininiz imanımız elden gidecek
Harimi ismetimize girilecek hunharca
Mabetlerimiz tarumar edilecek
Anne bak ihanetin silahları susmuyor
Anne vatan yanıyor Anne vatan yanıyor Anne vatan yanıyor
Durmak zamanı değil ölmek zamanı
Durmak zamanı değil ölmek zamanı
Göz dikmiş namusumuza namussuzlar
Göz dikmiş ırzımıza şerefsizler
Göz dikmiş kadınımıza kızımıza bu haysiyet düşmanlar
Yok bunların imanları insafları vicdanları
Anne eşim kızım sana emanet
Önce sana sonra Allah'a emanet
Emanet ediyorum Allah’a seni ve onları
Hakkını helal et bana helal et hakkını
Diyerek koştu yollar çıktı meydanlara
Atladı karşısına çıkan ilk hain tankın üstüne
Yedi kör kurşunu oldu canından
Öldürdü onu düşman kurşunu hem ne düşman
İhanet bize en büyük düşman oldu
Kendi askerimiz bize düşman oldu
Ya Allah diyerek içti şehadet şerbetini
Kurtardı ama imanını dinini
Kurtardı namusunu ırzını düşman elinden

Şimdi kızım soruyor nerde babam diye
Diyorum baban şehit oldu o şimdi cennette
Meleklere karıştı Baban uçtu gitti cennete
O bizi seyrediyor şimdi oran
Yaradan aguşunu açtı ona
Saçtı rahmetini
Sonsuzca

Anne babam acıkmıştır yemek verelim ona
Kızım onu doyuruyor Allah cennet nimetleriyle
Onu Allah rızıklandırıyor rahmetiyle

Ahmet Kemal 
( 15 Temmuz Şehitler Destanı 2.b Tekmili Birden başlıklı yazı EDİP GÜL tarafından 7/15/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.