Kaldırıp attı
Duvara çarptı bütün rujlarını
Acılardan arta kalan anılarla çarpışarak
Gelincikler arasına daldı ansızın
Ayaklarının altında kızıl kıyamet yangın
Ayrılığın geçmişine dalarak
Ve eskimeye yüz tutmuş bir aşkı hatırlayarak
Yanarak… Toprağın yüzünü ayaklarıyla yalayarak
Yürüdü
Yürüdü
Yürüdü…
Gelincikler kan kırmızı
Ayakları yalın alev ateş
“Hah!” dedi aradığını bulmuşçasına sevinerek
Saygıyla eğilip -özür dilercesine-
Teker teker koparttı papatya çiçeklerini -gelincikler arasından-
Kar kadar sıcak ve kar kadar beyaz bir aynaya bakar gibi
Papatyaları öper gibi, okşar gibi
Dudaklarına
Sürdü
Sürdü
Sürdü…
Büsbütün -kat be kat- papatyaya boyadı dudaklarını
Bir yanında cehennem… Bir yanında kar kış kıyamet
Yüzünde aşka meyleden incecik -buz mavisi- bir tebessüm
Ağlamakla gülmek arasında kapadı gözlerini
Dünya âlem hiç kimseyi umursamadan
Öylece uluorta ansızın uzatıp eski bir anıya
Öptürdü
Öptürdü
Öptürdü dudaklarını…
Dudaklarında rüzgarlara direnen bir kırmızı
Dudaklarında öpülmekten yorgun düşen bir gelincik çiçeği
Dudaklarında papatya…
Dışarda cehennem… Dışarda kar kış kıyamet
Yüreğimde aşk… Yüreğimde bahar bahçe bir dünya
Yaşamak güzel…
Ocak 2017-Eylül 2023
(
Adını Arayan Şiirler -22 başlıklı yazı
Savaş tarafından
24.09.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.