İŞ AHLAKI VE İSLAMİYET
‘Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin’ ayetini hafız okurken ben anlamından takip ediyordum. Düşündüm ben bu ayeti anlamalı ve yorumlamalıyım. En azından yapılan tüm yorumları öğrenmeliyim.
Kur’an okumanın anlamı bu olmalı. Evet, okunuşu da insana bir haz veriyor. Anlamını bilmediğimiz yabancı müzikleri dinlediğimiz gibi. "Müzik ruhun gıdasıdır" diyorlar ya bence ruhun asıl gıdası Kuran-ı Kerim’i okumak ve dinlemektir. Ama gel gör ki asıl unutulan Kuran’ın anlamıdır.
Mehmet Akif’in "İnmemiştir hele Kur’an onu hakkıyla bilin/Ne mezarlıkta okumak, ne de fal bakmak için'’ diyor ya, işte tam da öyle. Biz de şair de mezarlıkta okunmasın demiyoruz ama onunla fal bakılmasını iste onaylamıyoruz.
Gelelim şimdi bu ayetin anlamına:’ aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin’.buyruluyor Bu nasıl oluyor? Evet, Müslümanlar olarak en büyük derdimiz bu. Mal ve paranın adil bir şekilde yayılması emrediliyor.
Ama gel görün ki Müslümanlar iş ve sanat hayatında o kadar yanlışlar yapıyor ki bu emir Müslümanlara gelmemiş gibi. Yine Akif’in deyişiyle ‘işleri dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi’. Batı iş ahlakını edinmiş, doğruluktan ayrılmıyor ama batıl bir dine uymakta devam ediyor.
Orta çağda batı sefalet içinde engizisyonlarla yoğruluyordu. Bir yandan feodalite hüküm sürüyor. Beyler halka alabildiğine zulüm ediyor, halk her türlü zulüm ve haksızlık altında inim inim inliyordu. Bir yandan beyler öbür yandan kilise zulüm ve işkencenin bin türlüsünü icra ediyordu.
Haçlı seferleri batının doğuyu tanıması ve yaşam tarzını bellemesi sonucu aktarılan bilimsel eserler ve oradan öğrenilen hayat tarzını benimsemesi sonucu ortaya çıkan bu iş ahlakını maalesef Müslümanlar kaybetmiş ya da oryantalist faaliyetler sonucu dezenformasyona uğratılmıştır.
Bu gün gerek esnaf gerek sanatkâr takımı, yapı ustaları, tamircilerin neredeyse tamamına yakınını iş ahlakını terk etmiş, birçoğunun yaptıkları iş, bir daha yapmaya muhtaç hale gelmiştir.
Enteresan bir vakayı nakledeyim. Çok iyi tanıdığım bir arkadaş bana bir araba almış, hem komisyon hem de kar alarak fahiş kar etmiştir. Ona olan güvenimi kullanarak yüksek kazanç sağlamış, uzun araştırmalar sonunda ortaya çıkardığım bu fasit alışveriş yüzünden yıllar sonra başladığı yeni işinde iflas etmiş, bir karşılaşmamızda bana neden olduğunu söylemeden benden helallik istemiştir. Ama onun bu isteği benim tarafımdan kabul edilmemiştir. Ben şahsi olarak helal edebilirdim ama önce hakkı söylemeli bedelini ödemeli ve sonra helallik istemelidir. Çünkü bu hile bana değil islam toplumuna yapılmıştır. Bu aldatmanın özünde bana hakaret vardır. Her iki sebep benim bu helalliği kabul etmeme mani olmuştur.
Bunun gibi nice örnekler var ki saymakla bitmez. Aynı arabayla garajdan çıkarken tamponu yamultmuş, tavsiye üzerine bir tamirciye gitmiştim. Resmi kurumdan alınma otomobilin yamulmuş tamponu orijinaldi. 14 yaşındaki arabanın tamponu hala pırıl pırıldı. Az bir miktar yamulan tamponun düzeltilemeyeceğini, yenisini almak gerektiğini söylemiş, ben de tavsiye ile geldiğimiz bu yerde hiçbir şeyden kuşkulamanarak denileni yapmıştık. Ama gel gör ki yan sanayiden aldığımız bu yeni tampon çabucak paslanmıştı. İşin hilesini anlayan bir arkadaş olayı anlattığımda "o orijinal tamponu senden almak için hile yapmış, onu bir başkasına -argo tabirle- okutacak, bu işten iyi para kazanacak"demişti. Aynı arkadaş bana bu hileyi yaparken çocuğunun karnından işediğini anlatıyor, kendine acındırıyor, o zavallının başına gelenin müsebbibi olan davranışlarını sorgulamıyordu. Çünkü ustasından böyle görmüştü ve bunu olağan işlerden sayıyordu.
Dahası neler sayalım; tamirci esnafının ekseriyete yakını böyledir. Son defa aynı arabayı rektifeye sokunca başıma geldi. Kendisi 5. 000 tl etmeyen otomobilin tamirini bana o fiyata çıkardılar.
Borç alıp ödemeyen mi dersin, ortak iş kurup borçları ortağına yıkarak ortadan kaybolan mı dersin, ortak fabrikanın tümünü bir gecede söküp kaçan mı dersin? İş ahlakının tamamen tefessüh ettiği, tam da ayetin işaret ettiği gibidir ve bu ahlak düzelmedikçe ne okuduğumuz Kur’anların, ne kıldığımız namazların, ne tuttuğumuz oruçların bir faydasını göremeyeceğiz.
Allah buyuruyor ki "kul hakkıyla gelmeyin bana, neyle gelirseniz gelin". Ama gel gör ki biz hep kul hakkı konusunda eksik ve yanlış içindeyiz ve güya Allah hakkını vermekte yarışıyoruz.
Bu muamelat bölümünün hayatımızdan çıkarıldığı içindir ki hiçbir ibadetimiz kabul olmuyor ve başımız belalardan kurtulmuyor.
Ahmet Kemal
Yazıları İş Ahlakı Ve İslamiyet
İŞ AHLAKI VE İSLAMİYET
‘Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin’ ayeti hafız okurken ben anlamından
takip ediyordum. Düşündüm ben bu ayeti anlamalı ve yorumlamalıyım. En azından
yapılan tüm yorumları öğrenmeliyim.
Kur’an okumanın anlamı bu olmalı. Evet, okunuşu da insana bir haz veriyor.
Anlamını bilmediğimiz yabancı müzikleri dinlediğimiz gibi. Müzik ruhun
gıdasıdır diyorlar ya bence ruhun asıl gıdası Kuran-ı Kerim’ i okumak ve
dinlemektir. Ama gel gör ki asıl unutulan Kuran’ın anlamıdır. Mehmet Akif’in
inmemiştir hele Kur’an onu hakkıyla bilin/Ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak
için’ diyor ya işte tam da öyle. Biz de şair de mezarlıkta okunmasın demiyoruz
ama fal bakılmasını iste onaylamıyoruz.
Gelelim şimdi bu ayetin anlamına:’ aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin’. Bu
nasıl oluyor. Evet, Müslümanlar olarak en büyük derdimiz bu. Mal ve paranın
adil bir şekilde yayılması emredilmiştir.
Ama gel görün ki Müslümanlar iş ve sanat hayatında o kadar yanlışlar yapıyor ki
acaba bu emir Müslümanlara gelmemiş gibi. Yine Akif’in deyişiyle ‘işleri
dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi’. Batı iş ahlakını edinmiş, doğruluktan
ayrılmıyor ama batıl bir dine uymakta devam ediyor. Orta çağda batı sefalet
içinde engizisyonlarla yoğruluyordu. Bir yandan feodalite hüküm sürüyor. Beyler
halka alabildiğine zulüm ediyor. Halk her türlü zulüm ve haksızlık altında inim
inim inliyordu. Bir yandan beyler öbür yandan kilise zulüm ve işkencenin bin
türlüsünü icra ediyordu.
Haçlı seferleri batının doğuyu tanıması ve yaşam tarzını bellemesi sonucu
aktarılan bilimsel eserler ve oradan öğrenilen hayat tarzını benimsemesi sonucu
ortaya çıkan bu iş ahlakını maalesef Müslümanlar kaybetmiş ya da oryantalist
faaliyetler sonucu dezenformasyona uğratılmıştır.
Bu gün gerek esnaf gerek sanatkâr takımı, yapı ustaları tamirciler iş ahlakını
neredeyse tamamına yakınını terk etmiş, birçoğunun yaptıkları iş, bir daha
yapmaya muhtaç hale gelmiştir.
Enteresan bir vakayı nakledeyim. Çok iyi tanıdığım bir arkadaş bana bir araba
almış, hem komisyon hem de kar alarak fahiş kar etmiştir. Ona olan güvenimi
kullanarak yüksek kazanç sağlamış, uzun araştırmalar sonunda ortaya çıkardığım
bu fasit alışveriş yüzünden yıllar sonra başladığı yeni işinde iflas etmiş, bir
karşılaşmamızda bana neden olduğunu söylemeden benden helallik istemiştir. Ama
onun bu isteği benim tarafımdan kabul edilmemiştir. Ben şahsi olarak helal
edebilirdim ama önce hakkı söylemeli bedelini ödemeli ve sonra helallik
istemelidir. Çünkü bu hile bana değil islam toplumuna yapılmıştır. Bu
aldatmanın özünde bana hakaret vardır. Her iki sebep benim bu helalliği kabul
etmeme mani olmuştur.
Bunun gibi nice örnekler var ki saymakla bitmez. Aynı arabayla garajdan
çıkarken tamponu yamultmuş tavsiye üzerine bir tamirciye gitmiştim. Resmi
kurumdan alınma otomobilin yamulmuş tamponu orijinaldi. 14 yaşındaki arabanın
tamponu hala pırıl pırıldı. Az bir miktar yamulan tamponun düzeltilemeyeceğini
yenisini almak gerektiğini söylemiş ben de tavsiye ile geldiğimiz bu yerde
hiçbir şeyden kuşkulanarak denileni yapmıştık. Ama gel gör ki yan sanayiden
aldığımız bu yeni tampon çabucak paslanmıştı. İşin hilesini anlayan bir arkadaş
olayı anlattığımda’ o orijinal tamponu senden almak için hile yapmış onu bir
başkasına argo tabirle okutacak bu işten iyi para kazanacak’ demişti. Aynı
arkadaş bana bu hileyi yaparken çocuğunun karnından işediğini anlatıyor kendine
acındırıyor o zavallının başına gelenin müsebbibi olan davranışlarını
sorgulamıyordu. Çünkü ustasından böyle görmüştü ve bunu olağan işlerden
sayıyordu.
Dahası neler sayalım tamirci esnafının ekseriyete yakını böyledir. Son defa
aynı arabayı rektifeye sokunca başıma geldi. Kendisi 5. 000 tl etmeyen
otomobilin tamirini bana o fiyata çıkardılar.
Borç alıp ödemeyen mi dersin, ortak iş kurup borçları ortağına yıkarak ortadan
kaybolan mı dersin, ortak fabrikanın tümünü bir gecede söküp kaçan mı dersin?
İş ahlakının tamamen tefessüh ettiğini, tam da ayetin işaret ettiği gibidir ve
bu ahlak düzelmedikçe ne okuduğumuz Kur’anların ne kıldığımız namazların. Ne
tuttuğumuz oruçların bir faydasını göremeyeceğiz.
Allah buyuruyor ki kul hakkıyla gelmeyin bana neyle gelirseniz gelin. Ama gel
gör ki biz hep kul hakkı konusunda eksik ve yanlış içindeyiz ve güya Allah
hakkını vermekte yarışıyoruz.
Bu muamelat bölümünün hayatımızdan çıkarıldığı içindir ki hiçbir ibadetimiz
kabul olmuyor ve başımız belalardan kurtulmuyor.
Ahmet Kemal