“Seni de vururlar bir gün ey acı
Filistin’de
sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun,
fidelerin, budanır
Kuru bir
kütükle kalakalırsın...”(Ferman Karaçam)
İman coğrafyasının yüreği ateş aldı
Kimi zalimden yana, kimi bîtaraf kaldı
Bu dengesiz savaşta zalim zalimi tuttu
Pişkinlikte en önde, hepsi gayet mesuttu
Aynı yalaktan içti soykırımcı hainler
Bebekler can verirken, masum analar inler
Çığlığın ardı çığlık, acı üstüne acı…
Ölümü kuşanıyor; ana, kardeş ve bacı…
Acının şahitleri, saçlarını yoluyor
Gözün biri boşalıp ötekisi doluyor
Bir yanda masum serçe, bir tarafta
tazılar…
Bitecek gibi değil, Filistin’de sızılar…
Zalimlerle mazlumun savaşını seyrettik
Mazlumun sel misali, gözyaşını seyrettik
Siyonistler, ümmeti koyun gibi sağıyor
Gazze ufuklarından her gün bomba yağıyor
Akdeniz rüzgârları şehadeti soluyor
Dünyada kızıl akşam, ukba sabah oluyor
Lanetlenmiş caniyi, ta eskiden tanırız
Gafletin döşeğinde onu bir dost(!)
sanırız
Gün doğmuyor Gazze’ye, kör karanlık
geceler…
Ne zaman çözülecek bu girift bilmeceler?
Acının kanadını kıracak yiğit gerek!...
Boyundan büyük düşler kuracak yiğit
gerek!...
Bir gün yerle bir olur zalimlerin
sultası
Kırar putlarınızı, İbrahim’in baltası…
Adsız sansız şehitler, tarih sizi
yazacak!…
Kimsesizler kimsesi, bu oyunu
bozacak!...
M. NİHAT MALKOÇ