ne kadar güzeldi kırlar
tatlı anılarla yaşarken
seninle baş başa
rengarenk çiçekler arasında
bir kelebek yakalayabilmek için
yorulunca koşmaktan
oturur baka kalırdık uçan bir kuşa
oysa şimdi
güzel kırlar rengarenk çiçekler
kelebek kuş ve sen helede sen
günlerimin geçmekte olduğu
soğuk ve karanlık hücremde
karamsarlığa düştüğüm her an
yaşadığım o doyumsuz güzel mazi
mazgal deliğinden içeri bir can yeleği gibi süzülüp
ruhumun taa derinliklerine kadar ısıtarak
nurlu bir ışık gibi doğuyor o kör karanlığa beynimde
işte o zaman
kuduruyor damarlarımdaki akan bu kan
öylesine dayanılmaz bir özlemle doluyor ki içim o yaşanan maziye
dönüveriyorum koşarcasına geriye ve
bir anda yapışıyor demir parmaklıklar buz gibi dondururcasına yüzüme
işte o zaman yaşlar doluyor senin için gözüme
istemesemde dönüyorum sessizce yine içinde bulunduğum gerçeğime
sen dışarda özgürce ben içerde sensiz hücremde
kölecioğlu sensiz sessiz hücrede
olsada senden uzak sensizliğin gerçeğinde
yinede sen dolu senli duygular yaratıyor içinde
sen dolusun çünkü bütün hayalinde bütün düşünde
Ahmet kölecioğlu 1985