Hanım ta içeriden bana öyle sesleniyor. "Onun Katiya'nın koltuğun altına girmesine izin verme.'' Ben ne yapabilirdim Katiya'nın koltuğun altına girmemesi için, hemen ve de hızlıca düşünmeli, sonrasında da düşüncemi uygulamalıydım...
Emekleyerek mi giriyordu, sürünerek mi giriyordu koltuğun altına? Aklına esiyor, sen başka bir yere bakıyorken o da hemen kayıyordu koltuğun altına. Koltuğun altına girdi mi oradan çıkartmak büyük problem oluyordu... Canım cicim diyorsun anlamıyor, Katiya yapma böyle çık oradan diyorsun onu da anlamıyor, ancak senin tutup elinle çıkartman gerekiyor, o zaman yelkenleri suya indiriyor. Zaten Katiya bir makine, temizlik robotu, ama o bizim bir tanemiz...
Ben salonda bir şeyler okurken bir de dilimlenmiş elma yerken, baktım koltuğun altına doğru seğirtmeye başlamış. Ayağımı hafifçe önüne koyuyorum, bir de ''Hmmmmmmmm biraz yavaş Katiya'' diyorum, azıcık ayağıma çarpıp yönünü değiştiriyor, ama yine de başka yönden saldırıya geçiyor, tekrar ayağımı uzatıyorum...
Bir ara dalmışım kitapların sayfalarının arasına, bir arada mutfağa su içmeye gittim, baktım ses kesildi... Aha da dedim yine bir yerlerde kesin sıkıştı kaldı... Hemen gözlerim Katiyayı aramaya başladı. Tahmin ettiğim gibi alt kısmı alçak olan o koltuğun altına girmiş. Elimi uzatırım hemen ''Gel kızım Katiya gel gel bakalım.''
Acaba bu koltuğun altındaki pislikleri, kirleri, tozları daha mı çok seviyor da orada sıkışıp kalmaya bayılıyor. Neler saçmalıyorum bende yahu! Koltuğun altı yere yakın o nedenle sıkışıp kalıyor. Hani derler ya ''Mabadı yere yakın adamlardan uzak durun bir o kadara da yerlerin altında boyları vardır o nedenle tehlikelidirler.'' diye, bizim bu koltuğunda altı yere yakın Katiya kızımızı sıkıştırıp sıkıştırıp duruyor. Dur bakayım, yoksa yoksa, aklıma getirmek istemiyorum ama, aralarında bana çaktırmadan aşk mı yaşıyorlar?