İpek İplikli İğne Oyası


 

Anız yaktık Dilbeste... çalma, kuş konmayan harmandalını... Tamam ayağımız yarım geride de , elimiz gitmeyecek omuza, sonra ben oynamıyorum ki seninle. 

 

İkinci boşluğun içindeyiz ya Dilbeste 

Makamım bayati dügah perdesinde 

Tükenmiş kalem gibiyim bu günlerde 

Gün sızısındayım, yarın tasasında 

Af dilenmiş dünün ertesinde 

Günlerden bir gün yine 

Tırnaklarımı kestim az önce 

Avcuma batmasınlar diye 

Aynadaki yüzümü, 

Arkada kalan gözümü 

Parmaklarını aldım kesik ayağımın 

Bir yokmuş, iki yokmuş saysınlar diye  

Islak saçlarımı astım kurutmak için 

İpek iplikli iğne oyası getireceğim 

Sana hediye 

Çöz düğümleri diye 

 

Eski bir manzaram var Dilbeste 

Ödünç bir deniz 

Bir de martılar çok az 

Güz giydirdim ağaçlarıma, kuş/attım biraz 

Mor incirler de topladım sana elceğizim ile 

Başka şeyler de aradım elle tutulacak 

Kuşluğa kadar gelirsin diye muhabbetinle 

Sustum kendimi dinledim sonra 

Duyulmayan ses, alınmayan nefestim 

Açık kapıydım Dilbeste 

Rüzgarına çarpıp duran pencere 

Yedirip içirdim de aşkı 

Semahı da öğretip 

Ne denir ki... 

Başı döndü sadece 

 

 

Suadiye aralıkikibinyirmiüç 

Demir Mutlugil 

 

 

( İpek İplikli İğne Oyası başlıklı yazı DemirMUTLUGİL tarafından 10.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu