Online Üye
Online Ziyaretçi
AŞK SÖZLERİ
(2.BÖLÜM)
Aklığına yakışmayan bendiysem
Seni alıp akışmayan bendiysem
At üstünde dolu dizgin koşuşmayan bendiysem
Elmaları gök çağında koparmayan bendiysem
Bir yıldızı bir yıldızı olmaz yere sevdiysem
Yoksa sen bir gel git misin gel git misin
Gelip giden geçip giden 'gel' diyendir şair
Irmakları ırmakları ırmaklar
Viyana’yı Viyana’yı bayraklar
Tanrım bu ne gülüştür yıldızları delirten
Kadınlar ve artık nerden kimden bilecektir
Kim kimden önce ve ölüler
Artık kimden ve nerden öğrenecektir
İnsan kendinden düşünce ölecek
Üveyikler bir öterse ölecek
Yazlar kışlar ğıll-u gışlar görünecektir
Ben ölü bir yaz akşamıyım değil mi
Ben ölü bir gün akşamıyım değil mi
Ben deli oldum gördün mü
Tekrar ve yüz çiçeğin yaprağında
Güllere baksan görünür
Acılar öldü toprağın çocukluğunda
Uzun atlar elbet bir gün ölecektir
Süslü kuşamlarla koşulu ulu atlar
Hangi köpüklerle sürülecektir
Nasıl bir avcı düşünür kuşları
Tutar bir ekmeği bölüşür
Akıyordu akıyordu suları
Bakar bir ezgiyi gülüşür
Ben hep ölü atları özgün atları
Sağrıları kısık yüzleri ölü
Hep ölü hep ölü hep ölü-Güzel
Öyle güzel bir ölü görmedim ben
Sen beni öyle mi belledin
Tarihin suları akışkan akış
Uzun atlar öperdi ölüleri
Ölü bir tarihin yazgıları
Sedef kalkmalı kılıç artığı
Sen benim bakışımı duydum
Sen benim uykumu böldün
Al bu benim eğri yeğnim
Al bu da senin olsun
Hani beni görecektin biraz sonra
Nasıl olsa sen benim erguvan
Asya'm Afrika’m Tuna'm
Ayşe Fatma’m görünen ve görünmeyen yuvam
Beliren bir Yasemen turnam
Bir çiçeğe işlenen hüzün demetim Leyla
Bakışını belli belirsiz eller gibiyim
Güllere ve bana enli bakmak düştüyse senden
Ey benim aşım ekmeğim tuzum harmanili kışım
Ve yazım uzun beyaz
Soframın ıssızlığı sıcak akşamı gizin
Ne derin sürü süzülüşlerin vardı
Bir uçtan baksan öbür uçta gönlümü bulurdun
Bilsen bir ucu ırmağa dek uzardı
Sen nazdan biçilmiş bir kaftansın
İyi günler için esenlikler ölsün
Bir fesleğen yaprağı kalmış o çömleklerde senden
Ve ölü testilerde gözyaşı damlaları
Sen benim özel bir günümsün Suna
Ben senin özge baharın Yasemen
Sen benim en uzun bakışımsın aynalı
Seni bu gece uyardım özür dilerim
Sen hala orda mısın tahta tabutlardan mı
Sen beni çarmıha gerdin sağ ol
Sen sağ ol oralarda çalmadı gene saat
Saatçi oradaydı
Sordu ve gitti seni bana
Senin benden başka bilenin var mıydı
Ben olmasam o yalnız kalmazdı belki de
Bu akşam burası neden
Doktor bu akşam burası sakin doktor
Sakın suları cinler kesmesin
Çocukları kıskanmasın kimseler
Gülleri kimse benleri çiçekleri
Öpmesin değil mi
Ölür kimsenin binmediği at
Her neyse kırılmış kalmış kanat
Sen bir ırmaktın kuru ve boş
Ben sana aşklar esrittim bomboş
Bunlar sana hiçbir şey söylemedi mi
Durdun ve çalar saatleri kurdun kimseler
duymadı
Karardı gözler daha kimsecikler öpmeden
kimseleri
O ışıklar o ışıklar o ışıklar
Neredeydin ben sana menekşeler verirdim
Senin için kopardım ben o çiçekleri
gülleri kelebekleri
İnatla bir çocuk bana bakıyor
Ölüler varmayın siz üstümüze
Buraya gelsene
Çocuklar sonra kızmaz mı
Sevmezken bırakıp gitmeyi kimseler
Adını bilmediğim bir çocuk çiçek bu
İnce çiniden Çince aşk elbiseleri içinde
Atılmış kuleden eşya sesleri
Kahkahalarda yükseler gurur heykeli
Ey beni bırakıp giden bir sevda kucağında acılı
Giden yar giden yar
Gide nereye
Arap atı nereye
Ak günlerimin soyadı nereye
İnci siyah ve taflan nereye
Acılar siyah kuşlar ve zaman nereye
Zakkum zaman zalim zaman aman, aman nereye
Bağ bozumu söz dizimi göz gezimi nereye
Şimdi ağır atılımlar geldi bak
Karlı düşler ve bakışlar geldi bak
Sözler kıvancı gözler sevinci nereye
Nereye nereye nereye
İbrişim iplerden ince işçilik örneği
Gel örneği güller biçen
Gül İbrahim’i geçen
At yelesinden fincan içinden
Gide gide sürdün öksüz bir bozkıra karlı
Kala kala bir öksüz kırlangıç
Ve bağrı yanık güller kaldı
İşte sana seslenmek seslemek ses-
lenmek için saçtım uzunluk ölçüleri
Geometri biçimleri biçemleri
Düşündüm serde kötü düşünüşler vardı
Saatler vardı alınıp satılmayan saatlerdi
Gül saatleri
Sıra sıra selvilerdi gül işçileri
Senin kendisini aradığı
Şairin
İnsanın kendisini kaybettiği