yeşili solgun gökadalarının koskocaman çıtlar çıkarıyor
kırık dal sesleri
yerinden oynuyor taşlar
hem lodos hem karayelim
sathımda dalga
derinimde kum sesi
ayyuka çıktım Virga
göz gözü görmüyor
kırlangıç fırtınasıdır bu göğüme yuvalanmış
rahmet rüzgarı
dopdoluyum kuş tüyü duygularımda
gel bence Virga
koyu bir bulut bulalım tenimizi asacak kaybedelim kendimizi
susuzluk vaktinde sevmelerin
çoğunun azalması olsun bu bengisuyun
tek celsede boşanalım çatlamış bardaklarımızdan
kırk kandil yaktım
kırk dua ettim şükrüne
bala bastırdım anı,
yine de tatsız Virga
o yüzden sımsıkı tutuyorum,
dünü avcumda
yaşayıp gidiyorum yani ne tuhaf,
yaşayıp gitmeseydik Virga...
kayboluyorum bitiremediğim yolda
boş yere sallanıyor,
başı olmayan halay mendilim
oynayasım da yok
ben duruyorum,gölgem kıpırdıyor
sen de öylesin bilirim
taşar boşluğun pusuna
gücüm azaldı Virga
gelirsen birlikte sıkarız
sırılsıklamlığımızı ancak
beraber sıkılır canımız
göktaşı toplarız imkansızı vuracak
kimseye söylemedim Virga,bir sen biliyorsun
bir de Rabbim...en sevdiğim renge saklandı
ergen yaşında bir düş...
Demir Mutlugil
Virga latince “iz” manasında bir kelime olup, buluttan düşen yağış partiküllerinin yere ulaşmadan kuruduğu bir yağış biçimine verilen addır.